Bunun yoğunlaşma denen şey yüzünden olmadığı ortaya çıkıyor, ve bu, şunu açıklıyor. | TED | يبدو ان ذلك ليس بسبب شيء يسمى غشاء التكثيف, وهذا يعطي تفسيرا لذلك |
Ve o diyor ki Bunun anlamı biz aşığız ve o haklı! | Open Subtitles | هو يقول ان ذلك يعني اننا نحب بعضنا وهو محق في ذلك |
Bunun son kurşununuz olduğu gerçeğini de göz önüne alın. | Open Subtitles | ولكن عليك ان تعرف ان ذلك سيكون آخر محاولة لك |
Yanında olduğunu biliyordu. Bence Bunun bile çok büyük bir anlamı var. | Open Subtitles | لقد كان يعرف بان لديه دعمك ومتأكد ان ذلك عنى له الكثير |
Bu akşama kadar istediğinin bu olduğunu zannediyordum. | Open Subtitles | حتى اللّيلة، إعتقدتُ ان ذلك هو ما تريده انت أيضاً |
Günün birinde bizim de buraya gömüleceğimizi fark ettim ve düşündüm ki çocuklarımızın buraya gelip şakalaşması çok hoş olur. | Open Subtitles | , اخمن ذلك اليوم الذي ندفن نفسنا هنا , واعتقد ان ذلك سيكون لطيفا اذا حضر اطفالنا . ومزحوا حولنا |
Evlenme teklif ettiğim gün bana Bunun hayatının en mutlu günü olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | اليوم الذى طلبتك فية للزواج انتى اخبرتينى ان ذلك كان اسعد يوم بحياتك |
O halde Bunun gerçek inananlar için hesap günü olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | اذا انتى تعلمين ان ذلك يعنى بالنسبة للمؤمنون الحقيقيون هو الخلاص |
Çok gizli diye işaretlemişsin böylece Bunun çok hızlı bir şekilde yayılacağını garantilemişsin. | Open Subtitles | انظر وضعت ملاحظة بأنه سرّي جداً، أضمن لك ان ذلك الشيء سيصبح فايروس. |
Daha önce böyle bir olay görmüştüm ama Bunun ötesinde kadın suç ortağı. | Open Subtitles | سأصدق ان ذلك حصل مرة لكن أي شيء حصل بعد ذلك فهي متواطئة |
Polisin gelmesi Bunun boş bir tehdit olmadığını anlamamızı sağladı. | Open Subtitles | وصول الشرطة جعلنا نستوعب ان ذلك لم يكن تهديداً فارغًاً |
Temizlik görevlisisin sen ya. Bunun doğru olmadığını bilmen lazım. | Open Subtitles | انتي عاملة نظافة, يجب ان تعرفي ان ذلك غير صحيح |
Bunun, ağın çevresini ve merkeze bağlayan lifleri yapmakta kullanılan kılavuz lifinin çok güçlü olması gerektiği için böyle olduğunu düşünüyoruz. | TED | نعتقد ان ذلك لان خيط الجذب والذي يستخدم لعمل الإطار والتموجات في الشبكة ,يجب ان يكون قوياً جداً |
Güney Afrikalı dostlarımız Bunun ne kadar acı verici olduğunu biliyor. | TED | الان الأصدقاء من جنوب افريقيا سوف يعرفون ان ذلك كان مؤلم جدا |
O zamanlarda, hayvan hakları hakkında, hayvanların gerçek kişiler olması ya da kanuni haklara sahip olması hakkında çok az şey biliniyor ve konuşuluyordu, ben de Bunun uzun zaman alacağını biliyordum. | TED | الآن، في ذلك الوقت، لم يكن هناك من يتحدثت حقا عن حقوق الحيوان, عن فكرة وجود شخصية اعتبارية أو حقوق قانونية لحيوان غير بشري، و كنت اعلم ان ذلك سيستغرق وقت طويل. |
Bazıları Bunun, Tanrı'nın heykeltıraş ellerinin en üstün eseri olan ve bütün yaratıkların önünde diz çökmesi gereken insan vücudunun, ...bu gezici ruhlar tarafından istilasını engellemek için olduğunu söyler. | Open Subtitles | البعض يقول ان ذلك هو لمنعهم من الغزو خلق الله العليا , الجسم البشري على الحيوانات كلها ان تنحني اجلالا واكبارا |
Bazıları Bunun insan vücudunun ölüm anında katılaşarak kuvvetlendiği bu istilayı önlemek için olduğunu söyler. | Open Subtitles | البعض يقول ان ذلك لمنع هذا الغزو , جسم الإنسان في وقت الوفاة. |
Eğer Bunun bütünüyle hile olduğunu keşfetseydik altının peşinden gitmezdik. | Open Subtitles | اذا اكتشفنا ان ذلك كله كان خدعة بشأن الذهب يجب ان لانذهب خارج |
Annem Bunun gelişmeme engel olacağını söylerdi. | Open Subtitles | حسنا , والدتى قالت لى ان ذلك ربما يوقف نموى |
Çünkü çoğu insan Rahip Toro'yu öldürenin bu olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لأن الكثيرين يظنون ان ذلك ما قتل الاب ديل تورو في اسبانيا |
Ve açıkçası jestiniz ne kadar büyürse, orkestranız için o kadar bozuk, ve anlaşılmaz olur ve açıkçası gereksizleşir. | TED | و كلما كثرت حركات يدك كلما بدت التعليمات مشوشة و غير واضحة. و صراحة ان ذلك يؤثر سلبا على الاوركسترا |