| - Merhaba benim adım Eli JAMES. gelmeden önce aramadığım için üzgünüm. | Open Subtitles | مرحباً , اسمي هو ايلاي جيمس أنا آسف لأنني لم أتصل قبل مجيئي |
| Eli, Munchie ile vakit geçirmemden hoşlanmıyordu. | Open Subtitles | ايلاي لايحب قضاء وقت مع مانشي من هو مانشي؟ |
| Eli önemli bir müvekkil ama bence ona bir şey söylemezsin. | Open Subtitles | ايلاي من صفوة عملائنا لكن لا اتوقع انه يجب ان تقولي اي شيء له |
| Ne zamandan beri Eli'ın dinlendiğini biliyordun? Bir kaç günden beri. | Open Subtitles | منذ متى وأنتي تعرفين انه كانوا يتنصتون على ايلاي ؟ |
| CIA, onları nükleer bombalarla beraber yakalamış ama Eli bir şekilde kaçmayı başarmış. | Open Subtitles | قبض عليهم يبيعون حقيبة قنابل نووية بواسطة مركز المخابرات المركزية لكن ايلاي هرب بعيدا حسنا ، أعتقد أننا نعلم |
| Eli durumunuzla ilgili olarak telafi edemeyeceğimiz kadar çok zaman ve enerji harcıyor. | Open Subtitles | ايلاي يقضي الكثير من الوقت والطاقة على المأزق التي أنت فيه أكثر مما نحتمل |
| Eli sizin hakkınızda endişelenmeyi bırakıp, ...daha önemli bir görev olan gemiyi uçurma konusunda endişelenmeli. | Open Subtitles | وجهة نظري هي على ايلاي التوقف عن القلق عليك ويركز على المهمة الأهم |
| Eli'ı alıp puro tüttürmeye gideceksin demek? | Open Subtitles | ستقوم باصطحاب ايلاي وأخذه إلى حانة السيجار إذن؟ |
| Eli Pope'un federal hapishaneden elini kolunu sallayarak çıkmasına imkan sağlayan, ceza-adalet sistemimizdeki ne gibi bir kusur varsa işte. | Open Subtitles | مهما كان الخطأ في نظام العدالة الجنائي الذي سمح لـ ايلاي بوب بالخروج من سجن فدرالي |
| - Ben iyiyim Eli. - Yoluna çıkmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا بخير , ايلاي لا أريد أن أقف في طريقك |
| Pazartesi sabahı sözlerine ihtiyacım yok Eli. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى أخبار صباح الاثنين، ايلاي |
| Morgan, benim. Eli, komşun. İyi misin? | Open Subtitles | مورجان" هذا انا "ايلاي" جاركِ هل انتِ بخير؟ |
| Orada değil. Eli ile bir şeyler yapmaya gitti. | Open Subtitles | انها ليست هنا "لقد ذهبت لتفعل شيئاً مع "ايلاي |
| Eli, benim için bir iyilik yapıp, göğsüne bakar mısın? | Open Subtitles | (ايلاي) , اصنع لي معروفاً أيمكنك القاء نظرة علي صدرك |
| Şimdi durdurursam, Eli kontrolümü keser ve durumumuz tehlikeye girer. | Open Subtitles | (اذا توقفت الآن ,(ايلاي سيمنعني من الولوج ووضعنا سيكون خطير. |
| Eli, planında bir sorun olduğunu söylüyor. Yaşam desteği ile alakalı bir şey. | Open Subtitles | حسناً, (ايلاي) أخبرني بمشكلة في خطتك بشئ يمكن ان نفعله مع دعم الحياة |
| Bazen Eli bilgisayarda oynamak istiyor. | Open Subtitles | أحيانا يريد ايلاي العب على الكمبيوتر |
| ...kocamın şefi Eli Gold, beni aday olmaya teşvik eden tek kişidir. | Open Subtitles | بأن رئيس موظفي زوجي, (ايلاي غولد) إنه الوحيد الذي يفكر في ترشحي |
| Wade, Eli gibi bir politika ajanını arayabilir. | Open Subtitles | ويد قد يتصل بناشط سياسي كـ ايلاي |
| Ama Eli'ın telefonu dinleniyor. | Open Subtitles | ولكن التسجيلات كانت على هاتف ايلاي |