"اي خيار" - Translation from Arabic to Turkish

• Başka şansım
• başka seçenek
• Başka seçeneğim
• Başka şansımız
• Başka seçeneği
• seçeneğim yok

Benim hatırladığım kadarıyla beni o kadar kızdırmıştın ki sana bir yumruk sallamaktan Başka şansım kalmamıştı.
لأنني على ما يبدو اتذكر انك اغضبتني جداً لدرجة انه لم يعد لدي اي خيار سوى أن أراقصك

Fakat ayrıntı vermezsen, Başka şansım kalmayacak.
لكن من دون تفاصيل لا املك اي خيار

Nerida, yemin ederim Başka şansım yoktu.
نيردا، اقسم انه لم يكن لدي اي خيار

Dövüşmek istemiyordum ama başka seçenek bırakmadın.
انا لم اكن اريد الشجار ولكن انت لم تدع لي اي خيار اخر

Evet, madem sohbet etmiyoruz size dans etmeyi teklif etmekten Başka seçeneğim yok.
حسنا .. بما انه ليس لدينا كلام نقوله دعينا نرقص ليس لدي اي خيار اخر سوى دعوتك للرقصة القادمة

Bunu yapmalıyız Başka şansımız yok
لابد ان تفعليه لايوجد اي خيار

O kadınların Başka seçeneği yok.
كافيه انه مثل الاغتصاب هولاء النساء لايملكون اي خيار

Hiçbir şeyim yok ve eğer Jason Philadelphia'daki... adli muhasebeciyle toplantısından bir kamyon dolusu parayla dönmezse... benim, gerçekten Başka şansım yok.
ومالم يعود "جايسون" من الاجتماع من عند المحاسب القضائي في "فلادافيا" مع اموالي، ليس لدي اي خيار.

Başka şansım yoktu.
لم يكن لدي اي خيار

Başka şansım yoktu.
لم يكن لي اي خيار

- Başka şansım yoktu.
حقا؟ لم يكن لدي اي خيار

Başka şansım olmayabilir.
! من المحتمل انه ليس امامي اي خيار اخر

Pekâlâ dinle, aslında bunu yapmak istemiyordum ama bana başka seçenek bırakmadın.
خسنا ، استمعي ، لم أكن أريد القيام بذلك ، لكن لم تتركي لي اي خيار

Ancak, bana başka seçenek bırakmadın, ama seni yere sereceğim!
لم أكن أريد أن أفعل هذا . ولكنك لم تتركي لي اي خيار لكني ساخذك الي الهاويه

Bana başka seçenek bırakmayana kadar aramaya devam etti.
...واستمر بالاتصال، حتى لم يدع لدي اي خيار

Ama koymazsan seni işten çıkarmaktan Başka seçeneğim kalmaz.
ولكن اذا لم تفعل لم يعد امامي اي خيار الا بطردك

Ama Başka seçeneğim yoktu, değil mi?
ولكن لا اظن انه كان لدي اي خيار, اليس كذلك؟

- Başka şansımız var mı ki zaten?
هل لدينا اي خيار في القضية؟

Bunu yapmak zorunda olduğunu düşündü. Yaptı, çünkü Başka seçeneği yoktu.
اعتقد انه يجب عليه فعل هذا , فعلها لانه يعتقد انه لا يملك اي خيار