Sizi uyarmalıyım, şimdi yapacağımız gösteri seyircilerin sırlarını ağızlarından kaçırmalarına neden olabilir. | Open Subtitles | و الآن, نحب أن نحذركم من العرض القادم و الذي سوف يجعل الحاضرين يصرحون بأسرارهم |
Bilge ruhların gözüne girdiğimiz zaman onlar da sırlarını müritleri gördükleri aracıya aktaracaklardır. | Open Subtitles | عندما تُقبل نداءاتنا الأرواح الحكيمة سيخبروا بأسرارهم فقط |
Belki de sırlarını bildiğin için seni öldürürler. | Open Subtitles | وربما سيقتلونك أنت, لأنني أخبرتُك بأسرارهم |
Er ya da geç herkes sırlarını birilerine söyler. | Open Subtitles | ، عاجلاً أو آجلاً . سيبوح الجميع بأسرارهم لأحدٍ ما |
Mekanik adamların sırlarını açıkladıkları kişi sadece bendim. | Open Subtitles | الرجال الآليين شاركوني بأسرارهم و لا أحد غيري |
Birbirlerine sırlarını anlatıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يبوحون بأسرارهم لبعضهم البعض |
Yani, insanlara onlarla ilgili bildiğin bir şey söyle onlar da sana tüm sırlarını anlatsınlar. | Open Subtitles | ...تخبر الناس بأنَّك تعرف شيئًا عنهم و من ثمَّ يخبرونك بأسرارهم على الفور |
Şimdi de sırlarını saklamak için benle Sam'i öldürmek istiyorlar. | Open Subtitles | (الان يريدون ان يقتلوني انا و (سام كي يحتفظوا بأسرارهم |
- Evet, biliyorum. Ama her insanın sırlarını saklamak hakkıdır. | Open Subtitles | لكن الناس لديهم الحق للاحتفاظ بأسرارهم |
sırlarını kendilerine saklamalarına izin vermelisin. | Open Subtitles | فهو أن يحتفظوا بأسرارهم |
Hepsi bana sırlarını söyler. | Open Subtitles | جميعهم أخبروني بأسرارهم |
Beş tanesi Eloise ile sırlarını paylaşacak kadar çok güveniyormuş ona. | Open Subtitles | خمسة من أصحابها ائتمنوا (إلويز) بما يكفي للبوح بأسرارهم إليها. |