en kısa sürede adliyeye birini gönderin. | Open Subtitles | أرسلوا شخص ما إلى المحكمة بأسرع وقتٍ ممكن |
Bunlar mümkün olan en kısa sürede mahkemeye birini gönderdi | Open Subtitles | أرسلوا شخص ما إلى المحكمة بأسرع وقتٍ ممكن |
Polis bize aktardı ki... Eğer bu bölgede iseniz lütfen en kısa sürede alandan geri çekilin. | Open Subtitles | "الشرطة تخبرنا بأن كنت في المنطقة غادرها بأسرع وقتٍ ممكن" |
Şimdi en önemli şey, sizi en kısa zamanda Londra'ya ulaştırmak. | Open Subtitles | و الآن فان أكثر الأمور أهمية هو أن نوصلك الى لندن بأسرع وقتٍ ممكن |
Burada kal, ben en kısa zamanda limuzini getireceğim. | Open Subtitles | إبقي هنا، وسأقوم بإحضار الليموزين بأسرع وقتٍ ممكن |
Ama başarılı olmak istiyorsanız Hitler'i en kısa zamanda yenmek için, bir atağa daha ihtiyacınız var! | Open Subtitles | ولكن ، يجب علينا هزيمة هتلر بأسرع وقتٍ ممكن يجب علينا أن نقوم بهبوطٍ اخر |
O yüzden zamanında bir kalkış için bir an önce koltuğunuzu bulup, çantalarınızı yerleştirmenizi rica ediyoruz. | Open Subtitles | العثور على مقعدك, وتحميل أمتعتك, بأسرع وقتٍ ممكن لكي نقلع بوقت واحد |
Klaus ile arama en kısa sürede bir milyon kilometre mesafe koymalıyım da. | Open Subtitles | إذ أنّي أودّ الابتعاد ملايين الأميال عن (كلاوس) بأسرع وقتٍ ممكن |
Dave, en kısa sürede Ibis'in adresini istiyorum. | Open Subtitles | (ديف) أنا بحاجة لعنوان (إيبيس) ذلك، بأسرع وقتٍ ممكن |
en kısa sürede döneceğim. | Open Subtitles | سأعود بأسرع وقتٍ ممكن. |
en kısa zamanda süreci başlatacağım. | Open Subtitles | سأبدأ العمليّة بأسرع وقتٍ ممكن |
Onbaşı, tekrar ediyorum. en kısa zamanda kazan dairesine rapor verin, tamam. | Open Subtitles | (كوربيل)، أخبركَ مجدداً أنّ عليكَ تقديم تقرير إلى غرفة التدفئة بأسرع وقتٍ ممكن. |
Bu kadini bir an once// bu vadiden cikartmaliyiz. | Open Subtitles | عـلينا إخراجُهـَا من هذا الوادي بأسرع وقتٍ ممكن |
bu meselenin bir an evvel çözülmesi gerektiğini belirtti. | Open Subtitles | رئيس الوزراء يريد أن ينهي الأمر بأسرع وقتٍ ممكن. |