Ama doğum günü çocuğunun farkında olmadığı ayı kılığındaki kişinin Afganistan'daki ikinci seferinden evine dönüş yapan babası olduğu. | Open Subtitles | لكن صبي عيد الميلاد لا يدرك أن الدب المتنكر هو في الحقيقة والده عائد للوطن من الجولة الثانية بأفغانستان |
Afganistan'daki bir dağın eteğinde hayatını kaybeden üç deniz komandosunu toprağa veriyor. | Open Subtitles | لحضور مراسم دفن ثلاثة جنود من البحرية، لقوا حتفهم في الجبال بأفغانستان |
Afganistan İslam Devleti'nde yaşamaktayım ve onun liderlerinin kurallarına uymaktayım. | Open Subtitles | والذى يبدو أن البعض خططوه لأسباب شخصية، أنا أعيش بأفغانستان وأتبع قوانين قائدها الذى لا يسمح لى بمثل هذه العمليات |
Afganistan'da bir helikopter pilotuydun, ama emirlere karşı gelip düşman hatlarının arkasındaki bir sağlıkçıyı kurtarmaya çalıştığın için ordudan atıldın. | Open Subtitles | كنتَ قائد مروحية بأفغانستان لكن صَرّحناك بِشرف بِسبب عِصيان الأوامر و محاولة إنقاذ المُسعفين خلف خطوط العدو |
ISAF kaynakları, işin içinde istihbarat örgütleri olabilir diyor. | Open Subtitles | يخمن مصدر داخل قوات المساعدة الدولية بأفغانستان أن المخابرات الباكستانية ربما تكون متورطة بالأمر |
Camp Chapman dışarı. | Open Subtitles | في القاعدة الأمريكيّة بأفغانستان |
Biliyor musun, Afganistan'daki ilk vurulmamdan sonra, aylarca uyuyamamıştım. | Open Subtitles | أتدرين، أول اصابة لي بأفغانستان لم أحظى بالنوم لـ شهور |
Aktif görevde dört kez Afganistan'a gittiği zaman benimle evlenmedi. | Open Subtitles | طوال الفترة التى كان بها فى الخدمة اربع جولات بأفغانستان لم يريد ان يتزوجنى |
- Afganistan'da savaşta bir adam vardı bombalanan kışlasını terk etmemiş çünkü oyuncu seçmesinin ortasındaymış. | Open Subtitles | أحد الرفاق كان في الحرب بأفغانستان ولم يتراجع عن وضع منشور أنه تعرف للقصف لأنه كان في منتصف عملية تخصيص لاعبين. |
Afganistan'daki boşluğu dolduracak birileri lazım. | Open Subtitles | نحتاج لأناس، أي أحد لسد العجز بأفغانستان |
Muhabir olduğum zamanlar, Afganistan'da 43. piyade'de savaş muhabirliği yaptım. | Open Subtitles | عندما كنتُ مراسلة ميدانية للفيلق الرابع والثلاثين مشاة بأفغانستان |
Afganistan'da iki yıl gizli görevde bulundun. | Open Subtitles | لقد عملت لسنتين كعميل سري بأفغانستان |
Bu memur Afganistan'da Dördüncü Hücum Tugayı'nda görev yapmış. | Open Subtitles | في وحدة اللواء الرابع للقاتل بأفغانستان |
Açık bir şekilde oğullarının Afganistan'da öldüğünü kabul etmiyorlar. | Open Subtitles | - حسنا ، من الواضح - أنهم يرفضون قبول أنه كان متواجدا بأفغانستان ناهيك عن موته |
Sabit uyduların en iyi şey olmadığıyla ilgili çok gerekçe var, fakat neden olduklarıyla ilgili de var ve iki milyar dolarla, 100 milyondan çok daha fazla insanı dâhil edebilirsiniz, fakat ikiyi seçmemin nedeni ve bunu son yansım olarak bırakacağım, iki milyar dolar Afganistan'da her hafta yaptığımız harcamaydı. | TED | هناك العديد من الأسباب التي لا تجعل منها أفضل فكرة، ولكن هناك أخرى تقول عكس ذلك، ومقابل ملياري دولار فقط، يمكنكم ربط أكثر من 100 مليون شخص، لكن السبب لاختياري مليارين فقط، وسأختم بهذه النقطة، أن ملياري دولار هو ما نصرفه بأفغانستان في كل أسبوع. |
David Adams'la Afganistan'a iki sefere birlikte mi gittiniz? | Open Subtitles | عملت في بعثتين بأفغانستان مع (دافيد آدامز) ؟ |
Afganistan'da Ali Massoud Sadiq'in bilmediği çok az olay olur. | Open Subtitles | القيل فقط ما يحدث بأفغانستان ولا يعرف (علي مسعود صادق) بشأنه |
Demek istediğim, onu Afganistan'da gördüm... | Open Subtitles | لقد كانت بأفغانستان ... |
Bak diyorum sana, bunun Afganistan'la alakası var. | Open Subtitles | إن لهذا علاقة . بأفغانستان . |
AFGANİSTAN'A HOŞGELDİNİZ | Open Subtitles | (مرحبا بكم بأفغانستان) |
- Sonra ISAF'a gideceğiz, değil mi? | Open Subtitles | - نحن ذاهبون إلى (قوات المساعدة الدولية بأفغانستان) لاحقا، أليس كذلك؟ |
Camp Chapman geldikten üzerine. | Open Subtitles | في طريقكم للقاعدة " العسكرية الأمريكية بأفغانستان " |