Gurme yemekleri yiyeceğiz, lüks konaklarda kalacağız ve zina yapmayacağımıza dair yemin imzalayacağız. | Open Subtitles | نأكل أكل راقي، ننام في إقامة فاخرة و نسني تعد بألا نقوم بالزنا. |
Bu yüzden yalnızca iyilik edeceğime dair Tanrı'ya ant içtim. | Open Subtitles | ولذا قطعت على نفسي عهداً للرب بألا أفعل سوى الخير، |
Şey, bu sadece, şey... bana fırçayı bir daha elime almam gerektiğini hatırlatıyor. | Open Subtitles | حسنا، انها مجرد، اه تذكرني بألا أمسك الفرشاة مرة أخرى |
O çocuklarla dalga geçme demiştim. İşte sana tuzak kurmuşlar. | Open Subtitles | أخبرتك بألا تعبث مع هؤلاء الرجال الآن هم منتبهين إليك |
asla ve kat'a kaleye getirmemenizi söylediğim kişiyi mi? | Open Subtitles | الشخص الذي أمرتك بألا تجلبه إلى القلعة تحت أي ظرفٍ كان؟ |
Şövalye Kadeh'i buradan götürmeme konusunda bizi uyardı. | Open Subtitles | لقد حذرنا الفارس من ذلك بألا نأخذ الكأس من هنا |
Teknik olarak, tek yapman gereken, bunu tekrar yapmayacağına söz vermendir. | Open Subtitles | عملياً كل ما عليكِ فعله هو أن تعديني بألا تفعليها مجدداً |
Doktor sabahları pipo içmememi söyledi ama çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | لقد أخبرنـي الطبيب بألا أدخّن في الصبـاح، لكنّي متحمّس جداً |
Aslında bakteriyi keşfeden araştırma asistanlarımdan biriydi ama bildirmemesine dair onu ikna ettim. | Open Subtitles | اكتشف البكتيريا ولكني اقنعتها بألا تُخبر أحداً كل ما اردته هو ان اربح |
Great Benefit'in bir çalışanı olarak, gizli kişisel sigorta bilgilerini ifşa etmeyeceğinize dair bir vaatte bulunmuştunuz. | Open Subtitles | فقد وعدتي بألا تناقشي أي معلومات خاصة و سرية عن المطالبات |
Riske girmediğine dair söz veriyor ama sık sık endişeleniyorum. | Open Subtitles | إنه يعدني دائماً بألا يخاطر، لكنني أبقى قلقة |
Kaç kere silahlarla oynamaman gerektiğini söylemem lazım? | Open Subtitles | كم مرة يجب أن أخبرك بألا تلعب بالأسلحة ؟ |
Sen gerçekten bunu anlatmam gerektiğini düşünüyorsun ama bir parçam bu konuda ümitsiz. | Open Subtitles | لكن جزء مني كان يأمل بأن تقنعيني بألا أفعل |
asla bu duvardan çağırma demiştim! Bu duvar listede yok. | Open Subtitles | لقد أمرتك بألا تتصلى بى أبداً على هذا الجدار هذا الجدار غير مُدرج على اللائحة |
Sana yoldan ayrılma demiştim. | Open Subtitles | أخبرتك بألا تغير مسارك عن الطريق السريع أوه، إصمتي يا حلوة |
Senden ayrılırken, bir daha asla seninle çalışmayacağıma yemin ettim. | Open Subtitles | عندما أنفصلنا أقسمت بألا أعمل بإمرتك مجدداً |
Wickham'ın kötü davranışlarını duyurmaman konusunda ısrar eden bendim. | Open Subtitles | لقد اقنعتك بألا تجعلي شخصية ويكهام السيئة معروفة لدى الجميع. |
Sadece bizi öldürmeyeceğine söz vermelisin. Bu kadar, sadece söz ver. | Open Subtitles | يجب أن تعد فقط بألا تقتلنا هذا كل شيء، فقط عدنا |
Doktor gülmememi söyledi, dikişlerim açılabilir. | Open Subtitles | الطبيب أخبرنى بألا أضحك لأننى ربما أمزق شيئا |
Annene, evin dışındaki hiçbir şeye dokunmamasını söyle. hiçbir şeye. | Open Subtitles | أخبري أمِك بألا تلمس أي شيء خارج المنزل، لا شيء |
Ayrıca, o salak kasetlerle bizi korkutmaya devam etmemeni öneriyorum. | Open Subtitles | كما أود أن أنصحك أيضا بألا تهددنا بتلك الشرائط الحمقاء |
Ben avukatınım ve şimdilik bir şey yapmamanı öneriyorum. | Open Subtitles | انا محاميتك وانا انصحك بألا تفعل اي شيء بعد |
Sürekli aynı şeyi yapmamaya çalışmak ya da bütün gün bilgisayar başında durmamaya çalışmak. | TED | وحاول بألا تعلق نفسك بفعل نفس الشيء مراراً.. أو بأن تعلق وراء جهاز الحاسب طول اليوم |
Tıraş olmamasını emretmenin sebebi buydu. Sıradan bir köle gibi görünmesi için. | Open Subtitles | لهذا السبب أمرته بألا يحلق، ليظهر بمظهر العبد الضال |
Seninle yapacak hiçbir şeyim yok. Beni takip etmemeni söylemiştim. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أفعل أي شيء معك لقد أخبرتك بألا تتبعيني إلى هنا |