"بأنتظار" - Translation from Arabic to Turkish

    • bekliyoruz
        
    • bekliyorum
        
    • bekliyor
        
    • beklemek
        
    • bekleyen
        
    • bekliyordu
        
    • bekliyorlar
        
    DC polisinden birini bekliyoruz, sonra başlayabiliriz. Open Subtitles نحن بأنتظار شخص ما من شرطة مترو ثم نستطيع البدء
    Savcının bize geri dönmesini bekliyoruz çünkü onu cesetlere bağlayacak bir delilimiz yok. Open Subtitles حسنا, نحن بأنتظار الرد من المدعى العام لأنه ليس لدينا بعد أى دليل لربطه بجثث الضحايا
    Bilemiyorum, bankanın istediğim krediyi onaylamasını bekliyorum. Open Subtitles القروض على الحصول اجل من البنك بأنتظار انا عنها ابحث التي المالية
    Şimdi taksi bekliyorum ama hava çok soğuk. Open Subtitles اسمعي, انا بأنتظار سيارة الاجره وهي مثلجه هنا في الخارج
    İşte şeytaniçem, Yeşil Ranger emrinizi bekliyor. Open Subtitles أيتها الشريرة المغامر الأخضر بأنتظار أوامرك
    - Albay Longdon'dan mesaj efendim. Cevabını beklemek zorundayım. Open Subtitles من العقيد لانغدون، سيدي أنا بأنتظار الجواب
    "Sevgili babacığım, senden mektup bekleyen bir kızın olduğunu hiç düşünmüyorsun. Open Subtitles "عزيزي بوبي أَفترضُ أنك لا تَعتقدُ ابداً عِنْدَكَ بنت بأنتظار رسالة.
    Ama dinleyin. Golf, böyle bir oyuncu bekliyordu. Open Subtitles ولكن كما تعرف فأن لعبة الجولف كانت بأنتظار لاعب كهذا.
    Son 50 yıldır adalet bekliyorlar. Open Subtitles لقد كانوا بأنتظار العدالة لخمسون عاماً خلت
    - Hâlâ DNA onayını bekliyoruz ama 9 yaşında bir erkek çocuğunun iskelet kalıntıları gibi... Open Subtitles لا نزال بأنتظار تأكيد الحمض النووى لكنه الهيكل العظمى لفتى ذو 9 اعوام
    Üçüncü ağaçta tutuştu, ama biz hala Başsız Süvarinin gelmesini bekliyoruz. Open Subtitles الشجرة الثالثة تحترق و ما زلنا بأنتظار فارس الموت
    Hala laboratuvardan gelecek diğer sonuçları da bekliyoruz. Open Subtitles نحن لا زلنا بأنتظار مزيد منالنتائجمن المختبر.
    Walsh'ı bekliyoruz. Belki lazım olur diye bir uydu bağlantısı açtım. Open Subtitles نحن بأنتظار "والش" لقد نشطت طبق الاستقبال للقمر الصناعى
    Uzun zamandır bu kişinin beni, benim onu gördüğüm gibi görmesini bekliyorum. Open Subtitles قضيت وقتاً طويلاً بأنتظار هذا الشخص أن يراني بنفس الطريقة التي أراه به
    Hiçbir şey. Tony'den anahtar kartını bekliyorum. Open Subtitles لا شىء ، كنت بأنتظار البطاقه الرئيسيه من "تونى"
    - Henüz değil. Telefon bekliyorum. Open Subtitles ليس بعد , ولكني بأنتظار مكالمة هاتفية
    Hala borcun olan 15 doları bekliyor. Open Subtitles ما زالت بأنتظار الـ 15 دولارا التي تدين لها بهن
    Kevin'in eli kolu bağlı ölümü bekliyor ve sana kızına ve seni buraya bırakarak yapmış olduğu hatadan bahsediyor. Open Subtitles , ووضع كيفين بالقيود بأنتظار الموت , ويتكلم عنك وعن أبنتك ِ وعن الخطئ
    California'daki Hastalık Kontrol Laboratuvarı hâlâ sizi bekliyor. Open Subtitles مختبر السيطرة على الامراض في ولاية كاليفورنيا بأنتظار وصوله
    - Maximilian'ın eskortunu beklemek için yeni bir kamp kurduk. Open Subtitles نحن في معسكر جديد بأنتظار مرافقي ماكسيميليان
    Gizli amaçlarım ya da aktive olmayı bekleyen programlarım yok. Open Subtitles لا يوجد لدى برنامج أو قواعد راكدة بأنتظار التنشيط
    Sence birini mi bekliyordu? Open Subtitles تعتقد انه كان بأنتظار مقابله شخص ما؟
    Bazılarımız burada diğerlerinin gelmesini bekliyorlar. Open Subtitles البعض منّا كانوا بأنتظار حضور الأخرين الي هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more