Eğer ilaç kullanmadan yaşamayı başarabilirsem bir şekilde aslında zihinsel bir hastalığa sahip olmadığımı, hepsinin bir hata olduğunu kanıtlayabilirmişim gibi hissediyordum. | TED | شعرت بأنني لو استطعت أن أعيش دون العقاقير سأثبت بعد ذلك كله بأنني لم أكن مريضة عقلياً و أنه كان خطأ فادح |
Müdür bey, biraz önce benim çok önemli olmadığımı söylediniz. | Open Subtitles | أيها المدير، لقد قمت باخباري للتو بأنني لم أعد مهما |
Benim... benim hayatımı, işimi, evliliğimi yürütecek iradeye sahip olmadığımı mı? | Open Subtitles | او بأنني لم أملك القدرة .. على الإحتفاظ بـ حياتي.. عملي.. |
Bana inanmadığını biliyorum ama ben yanlış bir şey yapmadım. | Open Subtitles | فأنا أعلم بأنكِ ستصدقيني عندما أقول بأنني لم أرتكب خطاً |
Elinizde hiçbir şey yok, çünkü birşey yapmadım. | Open Subtitles | لن تجد أي شيء ضدي لأنني لم أفعل وأنت تعلم بأنني لم أفعل شيئا |
Meslektaşlar arasında çok da ilgili biri olmadığımı kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنظر، أقر لك بأنني لم أكن الشخص اليقظ بين الزملاء. |
Sonunda senin için hiç yeterli olmadığımı söylemenin bir yolunu buldun. | Open Subtitles | بأنني لم أكن جيد معكِ و اخيراً وجدتي طريقة لتخبريني بذلك |
Bu hikâyeyi ele alırken tarafsız bir gözlemci olmadığımı itiraf etmem gerek. | TED | وجب علي الاعتراف بأنني لم أكن محايدة أو هادئة أو نزيهة في تغطية القصة. |
Yalnız olmadığımı gördüm, çünkü onlar da boğuşuyorlardı. | TED | أدركتُ بأنني لم أكن الوحيد، لأن لدى أصدقائي صراعات أيضًا. |
Sizi görmeye hazır olmadığımı düşünüyordum. | Open Subtitles | تذكرت .. التفكير بأنني لم أكن مستعدة حتي الآن لأراكم يا رفاق |
Git onlara bundan sonra oğulları olmadığımı söyle. Gelmiyorum. | Open Subtitles | أخبريهم بأنني لم أعد إبنهم، وأنني لن أعود مجـدداً. |
Azıcık bile pişman olmadığımı fark ettim. Birisi bir keresinde şöyle demişti. | Open Subtitles | أعتقد بأنني لم أشعر بأنني مخطأه قليلاً أو آسفه |
Allah bilir nasıl... üniversiteden mezun olmadığımı. | Open Subtitles | لقد اكتشف أمري والله العالم كيف تمكن من ذلك اكتشف بأنني لم أتخرج في الكلية |
Yanında olmadığımı biliyorum ama bu çocuğun senin için anlamını biliyorum | Open Subtitles | أعرف بأنني لم أكن متواجداً من أجلكِ لكن، أعرف أن هذا الفتى يعني الكثير لكِ |
Brad, evlendiğimizde bakire olmadığımı biliyordun. | Open Subtitles | براد , كنت تعلم بأنني لم اكن عذراء حين تزوجنا |
Bak, iyi bir dinleyici olmadığımı biliyorum ve bazı şeyleri senin tarafından anlayamadığımı da biliyorum. | Open Subtitles | إنظري ,أعلم بأنني لم أكن مستمعة جيدة وأعلم بأنك تعتقدين |
Ben biraz düşündüm bu evliliğe bağlı olmadığımı biliyorum ama yeni bir başlangıç yapalım. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر أنا أعرف بأنني لم أكن ملتزماً بهذا الزواج كلياً ولكني اريد بداية جديدة |
İşin doğrusu daha önce böyle bir şey yapmadım. | Open Subtitles | الحقيقة هي بأنني لم أفعل شيئاً مثلها من قبل |
Şey kullanırken sapkın şeyler yapmadım demiyorum ama ben artık o adam değilim. | Open Subtitles | أنا لم أقل بأنني لم أفعل إشياء مختلة عندما كنت مدمناً لكنني لست ذلك الرجل بعد الآن. |
Ben daha önce size asılmadığıma açıklık getirmek istedim, asla böyle birşey yapmadım. | Open Subtitles | لكنني فقط أردت أن أوضح بأنني لم أكن أحاول التقرب منك في ذلك الوقت، ولن أفعل ذلك أبداً. |
Kaçmıyor ya da saklanmıyorum. Burada karşınızda size tüm bunları sırf kendim için yapmadım diyorum. | Open Subtitles | لا أهرب وأختبئ، أقف هنا أخبركم بأنني لم أفعل هذا لنفسي |