Gündüz vardiyasında çalışmaya ara verirsen iyi olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنه سيكون جيداً لك أخذ إستراحة من مناوبة النهار |
Gelecek hafta morg görevi var... ve tüm o ölü bedenlerle gerçekten heyecanlı olur diye düşünüyorum... | Open Subtitles | لدينا عمل في المشرحه الاسبوع المقبل أعتقد بأنه سيكون هناك العديد من الجثث |
Evde internet olursa iyi olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت بأنه سيكون رائع إذا كان عندنا إنترنت |
Gök takvimi bugünün sonunda bir güneş tutulması olacağını söylüyor. | Open Subtitles | الرزنامة النجميّة تؤكد، بأنه سيكون هنالك كسوف للشمس بنهاية اليوم. |
Ama sizi bir araya getirip konuşmanın daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أعرف ، لكن اعتقدت بأنه سيكون من اللطيف بأن تقابلوا بعضكم |
İkinci bir aracın daha olacağından haberin var mıydı? | Open Subtitles | أكان لديكِ أي علم بأنه سيكون هناك سيارة أخرى؟ |
Kız olacağından eminim, diyor. | Open Subtitles | قالت بأنها تعرف بأنه سيكون بنت |
Ama öldüğünden saygısızlık olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكنها رحلت أشعر بأنه سيكون أمر غير محترم |
Şu anda annemde kalıyor. Bu iş bitene kadar uzak kalması iyi olur diye düşündük. | Open Subtitles | لقد ظنننا بأنه سيكون من الأفضل ابقاؤها هناك إلى حين الانتهاء من هذا |
Yani, senin de benim de nevresimimiz var ama bizim ortak bir takımımız olsa daha iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | أعني . كان هناك فراش خاص بكِ وفراش خاص بي لكن فكرت بأنه سيكون من اللطيف |
Onu küçük komitenize katmak, eğlenceli ve zaruri, olur diye düşündüm. Neden? | Open Subtitles | رأيت بأنه سيكون من الممتع أن تقوموا بإضافتها للجنتكم بشكل إجباري |
Başka birisi yaparsa daha rahat olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنه سيكون أكثر أرتياحاً لقيام شخص آخر بأنجازها. |
Bak, eğlenceli olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أسمع,لقد أعتقدت بأنه سيكون ممتع |
Evlerinde bir çıkar çatışması yaratmak bizim için avantaj olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ارتأيتُ بأنه سيكون من مصلحتنا خلق تضارب مصالح في أسرتها! |
Böyle daha basit olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد إعتقدت فقط بأنه سيكون أبسط |
Fakat bu çok büyük ve hantal, bu güvenlik kısmı ve hiç kimse onun sahip olduğumuz reaktörlerden daha ucuz olacağını düşünmüyor. | TED | ولكنه كبير وضخم حقًا، هذا هو جزء من السلامة، ولا يعتقد أحد بأنه سيكون أرخص من أي وقتٍ مضى من سعر المفاعلات التي لدينا. |
Sanatçı olarak hayat sürdürmenin zor olacağını düşünüyorlardı. | TED | اعتقدوا بأنه سيكون من الصعب أن أنجح كفنان، وأنه سيكون تحديًا. |
Şimdi kapım çalındığında koyu renk takımlı, yetkili bir kişinin orada olacağını ve bana ayrılan sürenin adeta sonuna geldiğimizi söyleyeceğini hâlâ hissediyorum. | TED | الآن، عندما يكون هناك طرق على بابي، ما زلت أشعر بأنه سيكون هناك رجل ببدلة سوداء وبحوزته لوحة ليخبرني بأن وقتي قد انتهى. |
Bu işin tek yönlü olacağından kuşkulanmıştım. | Open Subtitles | شككت بأنه سيكون تذكرة ذهاب فقط |
Burada güvende olacağından emin misiniz? Mümkün olduğunca. | Open Subtitles | هل انتم متأكدين بأنه سيكون بأمان هنا؟ |
Cece, dur. Yemin ederim burada olacağından haberim yoktu. - Çok özür dilerim. | Open Subtitles | (سيسي) ، مهلا أقسم أني لم أعلم بأنه سيكون هنا ، أنا آسفة |