"بأنّكَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunuzu
        
    • ettiğini
        
    • söylüyor
        
    • olmadığını
        
    Bahse girecek olsam, 1.000 dolar değerinde olduğunuzu söylerdim. Open Subtitles ، إذا كنت أراهن سأقول بأنّكَ تسـاوي 1,000 دولار
    Yani bize uykusuz olduğunuzu ve bunun kararlarınızı etkilediğini mi söylüyorsunuz? Open Subtitles إذن فأنت تقول بأنّكَ محروم من النوم وبأنّ ذلك يؤثّر على حكمكَ؟
    Bana ait olanı almayı hak ettiğini nereden çıkarıyorsun? Open Subtitles وما يحملك للاعتقاد بأنّكَ تستحقّ أخذ ما هو لي؟
    Sevgilisiyken ona ihanet edip polise teslim ettiğini anlattı. Open Subtitles بأنّكَ كنتَ صديقها حتّى خنتَها وسلّمتها إلى الشرطة
    Karının boyun 14 sene önce kırılmış ve kızın o gün senin etrafta boynu kopmuş tavuk gibi koşuşturduğunu söylüyor. Open Subtitles قدّ كُسرت رقبة زوجتكَ مُنذ 14 عاماً، و إبنتكَ وصفتكَ بأنّكَ كنتَ هائماً آنذاك كدجاجة فقدت رأسها.
    Karının boyun 14 sene önce kırılmış ve kızın o gün senin etrafta boynu kopmuş tavuk gibi koşuşturduğunu söylüyor. Open Subtitles قدّ كُسرت رقبة زوجتكَ مُنذ 14 عاماً، و إبنتكَ وصفتكَ بأنّكَ كنتَ هائماً آنذاك كدجاجة فقدت رأسها.
    Dürüstçe söylemek gerekirse hâlâ bana karşı tamamen açık olmadığını hissediyorum. Open Subtitles يجب أن أخبركَ لا أزال أشعر بأنّكَ لستَ صريحاً معي كليّاً
    Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim, amirim. Meşgul olduğunuzu biliyorum. Open Subtitles أشكر لكَ وقتكَ، نائب المدير، أعلم بأنّكَ مشغول
    Tanıştığımız ilk gece kim olduğunuzu ve ne yapabileceğinizi bilmediğinizi söylemiştiniz ve haklıydınız. Open Subtitles في أوّلِ ليلة تقابلنا... أخبرتِني بأنّكَ لا تملكي أي فكرةٍ عمَّا أكون أو عن قُدرتي... ولقد كُنتِ على حقٍّ.
    Kaynağım bana büyük tehlikede olduğunuzu söylüyor. Open Subtitles لديّ مصدر يُخبرني بأنّكَ في خطر كبير.
    Müşterilerinden biri olduğunuzu biliyorum. - Pardon? Open Subtitles أعلم بأنّكَ كنتَ أحد زبائنها
    Bay Bohannon, canınızı bağışlamamın nedenlerinden birisi de elinden iş gelen bir adam olduğunuzu sanmamdı. Open Subtitles -يا سيّد (بوهانون)، أحد أسباب عتقي لرقبتكَ هو أنّي ظننتُ بأنّكَ رجل قادر
    Güvenlik konusunda kaygılı olduğunuzu sanıyordum, Bay Porter. Open Subtitles إعتقدتُ بأنّكَ قلق حيال الأمن يا سيّد (بورتر).
    Adamdan nefret ettiğini biliyorum ama bakmak, aldatmak anlamına gelmez. Open Subtitles أدرك بأنّكَ تكره الرجل، لكنّ النظر ليس خيانةً
    Sevgilisiyken ona ihanet edip polise teslim ettiğini anlattı. Open Subtitles بأنّكَ كنتَ صديقها حتّى خنتَها وسلّمتها إلى الشرطة
    Ama sen tüm paranı çekip ortadan kaybolduğun için herkes ülkeyi terk ettiğini düşünecek. Open Subtitles ولكنّكَ ستكون مفقوداً مع مالكَ كلّه وسيفترض الجميع... بأنّكَ فررتَ من البلاد
    İçimden bir ses her şeyden büyük pay almayı sevdiğini söylüyor. Open Subtitles ثمّة ما ينبئني بأنّكَ تحبّ الحصول على حصّة كبيرة من كلّ شيء
    Tanıklar bu sabah banka açıldıktan hemen sonra içeri girdiğini söylüyor. Open Subtitles قال الشهود بأنّكَ دخلتَ المصرف هذا الصباح بعد أن تم فتحه مباشرة - هذا صحيح -
    Oğlunuz onu sevdiğinizi bildiğini söylüyor. Open Subtitles يقول ابنكَ بأنّه علم بأنّكَ أحببتَه
    Çünkü onların kölesi olmak zorunda olmadığını biliyorum. Open Subtitles لأنّني أعلم بأنّكَ لستَ ملزماً بأن تكون عبداً لها
    Yalnız olmadığını bil diye. Sen de benim gibisin. Open Subtitles لتعلم بأنّكَ لستَ وحيداً، أنتَ مثلي تماماً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more