"بأنّكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğuna
        
    • dair
        
    • biliyordum
        
    • söylemek
        
    • söylemiştin
        
    Hâlâ yasal gizli servis ajanı olduğuna dair otoban devriyesini kandırabilir misin? Open Subtitles هل تستطيعين خداع دوريات الطرق بأنّكِ ما زلت عميلة خدمة سرية شرعية؟
    Peki sonra hâlâ kafanın karışık olduğuna karar verirsen ne olacak? Open Subtitles وماذا يحدث لاحقاً إن قرّرتِ بأنّكِ لا تزالين مشوّشة؟
    Temelde federal hakime tutukluluğun anayasaya aykırı olduğuna inandığını söylüyorsun. Open Subtitles بشكل أساسي هو تخبرين قاضي الولاية بأنّكِ تظنين أن حجزكِ لم يكن دستوريــاً.
    Moralinin bozuk olduğunu biliyordum, bu yüzden sana bunları getirdim. Open Subtitles أهلاً، أعلم بأنّكِ متضايقة هذا اليوم لذا أحضرت لكِ هذه
    Sadece, bugün çok güzel göründüğünü söylemek istemiştim, hepsi bu. Open Subtitles كنت سأقول فقط بأنّكِ تبدين جميلة اليوم، هذا كل شيء
    Hatırlarmısın bana bu çocuğu hep tanıyormuş gibi hissettiğini söylemiştin Open Subtitles أتذكّرين جينما قُلتَي بأنّكِ شَعرتَ كأنكِ تعَرفَين هذا الرجلِ من قبل؟
    Aynı kız olduğuna dair Hiçbir fikrim yoktu.l Central Park'ta yürürken. Open Subtitles لم يكن لدينا فكرة بأنّكِ كنتِ نفس الفتاة الصغيرة التي أعتدنا علي رؤيتها تمشي في الحديقة المركزية.
    - Ya getirmezse? Ne kadar beklersek, elçileri gerçek olduğuna inandırmamız o kadar zor olacak. Open Subtitles كلما انتظرنا أكثر، صَعُبَ إقناع السفراء بأنّكِ الحاكمة
    Tek başına uçabilecek yaşta olduğuna emin misin? Open Subtitles أأنتِ واثقة بأنّكِ كبيرة بما يكفي لتتولي قيادة الطائرة بنفسكِ؟
    Mutlu olduğuna emin değilim ama mutluysan bunu sağlıklı olman sağlamadı. Open Subtitles لستُ أكيداً بأنّكِ سعيدة، لكن لو كنتِ كذلك... فليس هذا بسببٍ صحّي، بل بسببٍ جماليّ
    Prens Qing'in kızı olduğuna dair kanıtın var mı? Open Subtitles هل لديك البرهان بأنّكِ بنت الأميرة "تشينغ" ؟
    Benjamin'in değil de, senin takım lideri olduğuna emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكدّة بأنّكِ قائدة الفريق ؟ ليس (بنجامن) ؟
    Sonra aradan geçen zaman boyunca bana karşı bazı hislerin olduğuna dair kendini kandırdın ama senin tek sevdiğin benim gücümdü. Open Subtitles وفي مكان ما، في تلك الطريق خدعتِنفسكِبالتفكير... بأنّكِ تكنين مشاعر لي بينما كل ما أحببته كان قوتي
    İster önsezi de, ister bunca yılın getirdiği tecrübe kocandan korktuğuna dair hislerim var. Open Subtitles أدعيه بالحدس أو سنوات من الخبرة، ولكن شعرتُ بأنّكِ خائفة من زوجكِ.
    Bugün okula gitmediğine dair Müdür Campbell'den endişeli bir telefon geldi. Open Subtitles تلقيت مكالمة مُقلقة من النّاظر كامبل تفيد بأنّكِ لم تظهري بالمدرسة اليوم
    Eninde sonunda sözüme geleceğini biliyordum. Open Subtitles لقد توقّعت بأنّكِ سوف تغيّرين رأيك عاجلاً أم آجلاً
    Bir gün geleceğini biliyordum ve işte geldin, artık hep beraberiz. Open Subtitles علمت بأنّكِ ستأتين وها أنتِ ونحن كلّنا معاً الآن
    Beni buraya hiçbir şey bulamadığını söylemek için mi çağırdın? Open Subtitles جعلتني آتي إلى هنا لتخبريني بأنّكِ لم تجدي شيئا؟
    Onlardan ayrıldığını ve seni takip edemeyeceklerini söylemiştin. Open Subtitles قُلتِ بأنّكِ انفصلتي عنهم؟ بذلك لا يستطيعون تعقبكِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more