"بأنّها" - Translation from Arabic to Turkish

    • onun
        
    • söyledi
        
    • olduğuna
        
    • göre
        
    • olduğu
        
    • etti
        
    • dair
        
    • diye
        
    • ettiğini
        
    • olmadığını
        
    • ona
        
    • söylüyor
        
    • yaptığını
        
    • olduğundan
        
    • geleneksel olmayan
        
    Belki de o erkeklerin onun için doğru kişiler olmadığını biliyordu. Open Subtitles حَسناً، هو كما محتمل بأنّها عَرفَ أولئك الرجالِ كَانوا خاطئون لها.
    BJ, saldırının olduğu gece için, saldırganın genç biri olduğunu söyledi. Open Subtitles الليل الذي هي هوجمت، بي جي قال بأنّها رأت رجل أصغر.
    Ama bunun önemsiz birşey olduğuna seni ikna edemeyeceğimi düşündüm. Open Subtitles لم أفكّر بأنّني يمكنني أن أقنعكِ بأنّها ليست قضية كبرى.
    Vücudunu hiç bir zaman bulamadılar. Efsaneye göre o hala yaşıyor. Open Subtitles و لم يجدوا جثمانها و الأسطورةَ تقول بأنّها ما زالَتْ حيّةُ.
    Buradayken güvende olduğuna ikna etmeye çalıştım onu ama aynı safta olduğu kişileri karşı safta görmekte ısrar etti. Open Subtitles حاولتُ إقناعها بأنّها بمأمن هنا لكنّها لمْ تكفّ عن البحث عن أعداء في الوقت الذي هي فيه بين أصدقاء
    onun da, bana karşı ilgisi olduğuna dair bir izlenim edindim. Open Subtitles أنا كَوّنتُ الإنطباعَ بأنّها أُثيرتْ إهتمام فيّ، مع ذلك.
    Dün buraya geldiğini biliyorum ve ondan haber aldınız mı diye merak ediyordum. Open Subtitles أَعْرفُ بأنّها كَانتْ هنا ليلة أمس وأنا اتَسائلتُ إذا كنتي سمعتي مِنْها.
    Ben, aşırı gürültücü gençlerle arkadaşlık ettiğini duydum. - Bak, bu doğru. Open Subtitles أَسْمعُ بأنّها عِنْدَها أصدقاءُ صاخبونُ جداً
    Bilinen hiçbir askeri veya sivil silah yapımcısının böyle bir mermi üretmediğini bilmek bunun var olmadığını göstermez, 007. Open Subtitles الحقيقة بأنةّ لا توجد ذخيرةَ انتجت عسكريا أَو مدنيا، انتاج مثل هذه الرصاصةِ لا يَعْني بأنّها لا توجِدُ، 007.
    Benim de zor günlerim oldu ama hiç onun mükemmel olduğunu söylemedim. Open Subtitles نعم، حَسناً، كَانَ عِنْدي أيامُ قاسيةُ وأنا مَا قُلتُ بأنّها كَانتْ مثاليةَ.
    onun sözlerini ve yeminlerini duyarken daha fazla şeyler yaptığımı hissediyorum. Open Subtitles يَقُولونَ بأنّها لا أحد لي اذا لماذا تُحاربُ العالمَ من اجلي
    Diyor ki, onun gibi değilmişim, öyleyse neden o bana benziyor...? Open Subtitles يَقُولونَ بأنّها لا أحد لي اذا لماذا تُحاربُ العالمَ من اجلي
    Roger onun sık sık kaybolduğunu söyledi, belki de orada birisiyle buluşuyordu. Open Subtitles روجر قال بأنّها كانت تختفي كثيراً ربّما كانت تقابل شخص ما هناك
    Kocasna yemin ettigini ve herkesin buna inanmasn istedigini söyledi. Open Subtitles قالتْ بأنّها تُقسمُ لزوجِها. وانها تريد الجميع ان يصدقوا
    Ben ikisinin birden olduğuna inanıyorum efendim. Open Subtitles ،جيّد،في الحقيقة، أَعتقدُ بأنّها كلاهما،سيدي
    Aslında üvey annem dün beni doktora götürdü. Dediklerine göre 12 haftalıkmış. Open Subtitles في الحقيقة، زوجة أبّي أَخذتْني أمس والطبيب قالَ بأنّها كَانتْ 12 إسبوعَ.
    Onlar zihnin neden olduğu bir kalp krizi geçirdiğini söylediler.. Open Subtitles لقد قالوا بأنّها كانت نوبة قلبية وسببها بعض النوبات العقلية
    62 sefer süren işkence boyunca cadı olmadığı konusunda ısrar etti onu suçlayanlar sonunda onu serbest bırakmadan önce. TED واصلت الإصرار بأنّها لم تكن ساحرة خلال 62 جلسةً من التعذيب قبل أن يقوم من اتّهمها بإطلاق سراحها.
    Efendim... büyücünün gittiğine dair bir söylenti ordu içinde hızla yayılıyor. Open Subtitles يا مولاي هناك إشاعات تنتشر في الجيوش بأنّها ذهبت.
    Daphne bu evde yaşıyor diye 24 saat senin emrinde demek değildir. Open Subtitles فقط لأن حياةَ دافن هنا لا يَعْني بأنّها في كَ الجدول ويَتّصلُ 24 ساعة يومياً.
    Yankının kendisini rahatsız ettiğini ve yorgun olduğunu söyledi. Open Subtitles قالتْ بأنّها استاءت من الصدى وبأنّها كانت مُتعَبَة
    - İşler böyle yürümüyor. Biri ona böyle yürümediğini söylesin. Open Subtitles ليخبره أحدكم . بأنّها ليست الطريقة التي تجري بها الأمور
    Doktorlar onda bir çeşit kişilik bölünme bozukluğu olduğunu söylüyor. Open Subtitles إنّ الأطباء يقولون بأنّها تحصل عليها نوع من فوضى فصامية.
    Sven Maris'in buzdan heykelini bitirmiş ve Maris biraz kilolu yaptığını düşünüyor. Open Subtitles أنهىَ سفين نحت ثلجِ ماريس، و هي تُقنَعُ بأنّها تَنْظرُ قليلاً هبي.
    Yalan söylüyor olabilir, kendisinin bile orada olduğundan nasıl emin olabiliriz ki? Open Subtitles قد تكون كاذبة, و من قال بأنّها هي نفسها كانت هناك ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more