Fakat Kuzey Kore'deki hayatımın normal olduğunu sanmıştım. | TED | لكن إعتقدت بأن حياتي في كوريا الشمالية كانت طبيعية |
Ancak diğerlerinin hayatının da ilerlemesi gibi kendi hayatımın da geçip gittiğini hissediyorum. | Open Subtitles | لكنّي أشعر أيضًا بأن حياتي تعبرني كما تنجلي الحيوات الأخرى على طول مسارات موازية لحياتي, |
Görünüşe göre birisi hayatımın videoya kaydedilecek kadar ilginç olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | كما يبدو فإن أحدهم يظن بأن حياتي هي مثيرة كفاية ليراقبني بالفيديو. |
Korkularımla yüzleşerek ve korkularımı aşacağım cesareti bularak hayatım olağanüstü bir hâl aldı. | TED | عندما واجهت مخاوفي ووجدت الشجاعة التي تدفعني للأمام، أقسم بأن حياتي أصبحت استثنائية. |
Çünkü benim hayatım yeni başlıyor ve seninki bitti. | Open Subtitles | لأنكِ تغارين بأن حياتي بدأت الأن وحياتكِ أنتهت للتو |
Şu ana kadar, hayatımın tam olarak hayal ettiğimden çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكن القول بأن حياتي حتى الآن تسير طبقاً لاحلامي |
Liseden beri hayatımın değişmediğini fark ettim, ve bu durumda olan bir tek ben değildim. | Open Subtitles | أدركت بأن حياتي لم تتغير منذ المرحلة الثانوية ولم أكن وحيدا |
Hayır. hayatımın bir yere gitmediğini görebiliyorum. | Open Subtitles | لا ,أستطيع أن أرى بأن حياتي لن تفضي الى أي مكان |
hayatımın, gizemli bir plana göre yürüdüğüne, bu deneylerin amacının Tanrı tarafından bilindiğine ve bir gün bunların bana açıklanacağına olan inancımı yitirmeyeceğim. | Open Subtitles | سأتحلى بالإيمان بأن حياتي تسير وفق خطة غامضة والغرض من هذه المصائب لا يعلمه إلا الله |
Lütfen onu ara ve hayatımın tehlikede olduğunu söyle. | Open Subtitles | رجاءاً إتصلي بها وأخبريها بأن حياتي في خطر |
Benim hayatımın senin için büyük merak uyandırdığını duydum. | Open Subtitles | أعرف بأن حياتي ليست مصدر للانجذاب لها من قبلك |
hayatımın değiştiğini hissettirdi bana. | Open Subtitles | يجعلني أشعر بأن حياتي آخذة في التغير. حان الوقت ? |
Benim hayatımın seninki olduğunu öğrendiğimde ne düşündüm biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم مالذي كنت أعتقده عندما علمت بأن حياتي ممكن أن تكون حياتك |
Artık hayatımın bittiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت على قناعة بأن حياتي أوشكت على الانتهاء |
Onu dairemden kovduğumda ve hayatımın onsuz daha iyi olacağını söylediğimde. | Open Subtitles | عندما طردتها من منزلي. وأخبرتها بأن حياتي ستكون أفضل بدونها. |
Elimden geleni ardıma koymadım çünkü hayatımın başka bir anlamı da yoktu. | Open Subtitles | السبب لمحاولتي بأقصى جهد رغماً عني , ذلك لأني شعرت بأن حياتي سيكون لها معنى آخر. |
Sadece hayatımın çok güzel olduğunu başına kakmamak istedim. | Open Subtitles | أنا فقط لا أريد أن أتباها بأن حياتي جيدة في الوقت الحالي |
hayatım boyunca çok çalıştım ve kendimi ispatlamak için uğraştım, şu andan itibaren istediğim şey ise bunları paylaşabileceğim biri. | Open Subtitles | حسنا, اعتقد بأن حياتي تمحورت حول العمل بجد و تطوير نفسي و ما ابحث عنه الان شخص استطيع ان اشاركه ذلك |
Yani benim hayatım seninkinden daha mı heyecanlı? | Open Subtitles | إذاً أنتِ تقولين بأن حياتي أكثر إثارة من حياتك؟ |
hayatım o kadar berbatmış ki sabote edilemezmiş. | Open Subtitles | حسناً, لقد قال بأن حياتي مثيرة للشفقة جداً لدرجة انها غير قابلة للتخريب |
- Sonunda eski hayatım yeni hayatımı etkileyecek diye endişelenmekten vazgeçtim. | Open Subtitles | حسنا، بنهاية المطاف تعبت من القلق بأن حياتي القديمة سوف تلحقني للجديده |