| Bu, hiçbir şey yapmadan tırnaklarımın içinin neden simsiyah olduğunu açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يفسر لماذا أصابعي تتسخ حتي عندما لا أقوم بأيّ شيء |
| O bir robot. - hiçbir şey rica etmene gerek yok. | Open Subtitles | إنّه رجل آليّ، لذا لست مضطرّاً لأطلب منه القيام بأيّ شيء |
| Ne var ki, bilimi ve o işe yaramayan şeyleri irdelemek yerine, işe yaramaz deyip hiçbir şey yapmamayı tercih etmemeliyiz. | TED | لكن لا يجب أن نخلط بين اكتشاف العلم و الأمور التي لا تعمل طبقا له، فلا نقوم بأيّ شيء. |
| Hızlı arabalar çok paralara mal oluyor ve ortada milyonlarca dolar varken kazanmak için her şeyi yapan insanlar olur. | Open Subtitles | السيارات السريعة لها أناس قد يقومون بأيّ شيء للفوز بل وإنفاق ملايين الدولارات وهناك من يفعل أيّ شيء ليفوز بالرهان |
| Uyanıkken böyledir. Uykudayken zihnimizin yapamayacağı Bir şey yok gibidir. | Open Subtitles | وفي حالة النوم، يمكن للعقل أن يقوم تقريباً بأيّ شيء |
| Söylediği hiçbir şeye güvenemezsiniz. | Open Subtitles | إنّها تريد الموت، لا يمكنكم الوثوق بأيّ شيء تقوله |
| Bana hiçbir şey borçlu değilsin. | Open Subtitles | مـا الذي جـاء بكِ؟ أنتِ لا تدينني بأيّ شيء |
| Bu durumda polise hiçbir şey söyleyemez. | Open Subtitles | حسنـاً،فيحـالتهالحـالية، لا يمكن أن يخبر الشرطة بأيّ شيء |
| hiçbir şey görmedin, duymadın ve hatırlamıyorsun, hı? | Open Subtitles | أنت لم ترى أو تسمعى بأيّ شيء و لا يتذكرى أي شيء؟ |
| hiçbir şey için endişelenme. Bu senin gecen. | Open Subtitles | لا يتوجب عليك أن تشغـل بـالك بأيّ شيء ، إنهـا ليلتك الكبيرة |
| Buna devremülk deniyor ama gerçek şu ki bu mülkte kaldığınız iki hafta boyunca hiçbir şey devrettiğiniz yok. | Open Subtitles | حسناً، يُطلق عليها الأشتراك. لكن الحقيقة هى، لأسبوعين قادمين ستكونين بشقتكِ الخاصة. لن تشتركين بأيّ شيء. |
| Arkadaşça bir davet olacak. hiçbir şey risk etmeyeceksiniz. | Open Subtitles | . يا لها من دعوة حميمة لم تخاطر بأيّ شيء |
| Yerel polis hiçbir şey yapmıyor. İsteyerek gittiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | الشرطة المحلية , لم يقوموا بأيّ شيء يوقنون بأنها غادرت مع أحدهم طواعيةً. |
| Güçlerim kayboldu, büyük anne. Konsantre olduğumda bile hiçbir şey yapamıyorum. | Open Subtitles | لقد زالت قدراتي يا جدّتي أعجز عن القيام بأيّ شيء |
| Olanları geri alabilmek için her şeyi verirdim. | Open Subtitles | سأضحي بأيّ شيء .. أيّ شيء للتراجع عن كل ما فعلته |
| Ama bana her şeyi anlatabileceğini bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | لكـنّ أريـدّكَ أنّ تعلّـمَ أنَّ بـوسعـكَ إخبـارّي بأيّ شيء. |
| Generali görmeye ve onun istediği her şeyi yapmayı ailesinin canlarının bağışlanması şartıyla kabul etti. | Open Subtitles | قررت بأن ترى الجنرال وتقوم بأيّ شيء طالما سوف يحررون عائلتها |
| Bir şey demeye ya da ima etmeye çalıştığımdan değil. | Open Subtitles | لا أحبّ قول أيّ شيء حقاً أو أقصد بأيّ شيء |
| Gitmesini istemiyorum, ama bu konuda yapabileceğim hiç Bir şey yok. | Open Subtitles | ،لا أريدها أن تذهب وليس بوسعي القيام بأيّ شيء حيال ذلك |
| hiçbir şeye değer vermediği düşünülürse çok ironik aslında. | Open Subtitles | أمر مثير للسخرية طالما هي لم تعُد تحفل بأيّ شيء |
| Geri kalanlarınız, beta-bloker vermenin haricinde bir şeyler yapın. | Open Subtitles | أما البقية، فقوموا بأيّ شيء عدا إعطائها حاصرات بيتا |
| Öngörümde gördüklerimden sonra şu durumda artık her şeye inanırım. | Open Subtitles | ،بعد ما رأيته في رؤياي فسأؤمن بأيّ شيء بهذه اللحظة |
| Hiç kimse veya hiçbir şeyi umursamamak. | Open Subtitles | أن لا تأبه بأيّ أحد أو بأيّ شيء |
| Ama benim burada olmamın hissetme dışında başka hiçbir şeyle alakası yok. | Open Subtitles | لكنّ حقيقة أنّي هنا ليستْ منوطةً بأيّ شيء سوى العاطفة. |
| Jeremiah, Rosa'yı herhangi bir şeyle itham etmiyorum ama onunla konuşmam gerek. | Open Subtitles | جيرماياه)، لست أتهمُ (روزا) بأيّ شيء) . لكنّني، أحتاج لأن أتحدّث معها |
| Müşterim hiç bir şeyden mahkum olmamıştır. | Open Subtitles | الذي قام بتزوير السندات بشكل غيرملائممن أجلنشاطإجرامي.. أيتها اللجنة لو سمحتم، أن موكلي ليس مدينًا بأيّ شيء. |