"بإبقاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • tutmayı
        
    • tutmak
        
    • tutarak
        
    • tutmanızı
        
    • koruyabiliyorum
        
    Mesajlarında Rusları masada tutmayı sağlayacak bilgisi olduğundan da bahsediyordu. Open Subtitles رسائله تشير إلى أنّ لديه معلومات قد تثبت فائدتها بإبقاء الروس على طاولة المباحثات
    Düşündüğüm bu ama eminim evi bensiz de açık tutmayı düşünürsün. Open Subtitles هذا ما أعتقده لكنني أتمنى من أنكِ ستفكرين بإبقاء المنزل مفتوحاً من دوني
    Charmed Ones büyük sırrı tutmak için görevlerini de kez başarısız hiç. Open Subtitles أن المسحورات لم تغلطن أبداً بواجبهم بإبقاء
    Tekrar açılıncaya kadar, onları güvende tutmak gibi. Open Subtitles أرغب بإبقاء الأماكن آمنة حتى تُفتح من جديد
    Ve onlar bunu benim arabalarımı yoldan uzak tutarak yapacaklar. Open Subtitles أسيعالجون الأمر بإبقاء سياراتي الأربع خارج الطريق؟
    Merhaba millet. Kalkış ve iniş sırasında koridoru açık tutmanızı hatırlatmak istedim. Open Subtitles أتيت لأذكّركم بإبقاء الممرّ خالياً من الأمتعة،
    Bir yere varmayacağını biliyorum bu yüzden mesafeyi koruyabiliyorum? Open Subtitles ،أعلم أنَّ العلاقة لن تنجح لذلك تسمح لي بإبقاء مسافة؟
    Evdekilerin sağlığı için çamaşırlarını yerinde tutmayı istemelisin. Open Subtitles أنا فقط أقول ، لأمان المنزل . قد ترغبين بإبقاء هذا ببنطالك
    Bu feneri yanık tutmayı garip bir şekilde kafana takmışsın. Open Subtitles أنت فقط لديك هوس غريب بإبقاء هذا الفانوس مضاءا
    Biz Kuzeyli adamlar insanları adil tutmayı iyi biliriz buna da sorardım ama kokusu beni bitirir. Open Subtitles نحن رجال الشمال مُساعدين بارعين بإبقاء الناس ملتزمين بالقانون سأطلب منه الإذن ولكن رائحته مقرفة جداً
    Bu aileyi bir arada tutmayı seçtim. Open Subtitles أتخذت قراراً بإبقاء هذه العائلة معاً
    Echo'yu kontrolünüz altında tutmayı takıntı hâline getirdiniz. Harding'in yüzü gülsün diye her şeyi yaparsınız. Open Subtitles أنتِ مههوسة بإبقاء (إكو) تحت سلطتك و ستفعلين أي شيء لإبقاء (هاردينغ) راضياً
    Arkadaşlarını bir arada tutmak istemenin ödülü işte. Open Subtitles يا لها من مكافأة لرغبتك بإبقاء أصدقائك سوية
    Birbirinizi güvende tutmak istemeniz için bir sebep daha. Open Subtitles وهذا سبب إضافي لترغبون بإبقاء بعضكم بأمان
    Buradaki ufak kuşunu hayatta tutmak istiyorsan parayı getirirsin. Open Subtitles أعطوني ما أريده وسأقوم بإبقاء قطتك على قيد الحياة.
    Eski eşleriyle arasını hoş tutmak için direniyor. Open Subtitles إنه مهووس بإبقاء علاقة جيدة مع طليقاته
    Dişi, eşini aç tutarak erkeği, yiyecek arayışına devam etmek zorunda bırakır. Open Subtitles بإبقاء شريكها جائعاً فإن الأنثى تجبره ليستأنف بحثه عن الطعام.
    Hayır, topu oyunda tutarsam kazanırım, gerçekleri karanlıkta tutarak. Open Subtitles كلا، أنا أفوز بتركِ الأمور مُعلقَة بإبقاء الحقائِق ضبابيَة
    Peki, korkuyu uygun gördüğün sürece canlı tutarak mı yapacaksın bunu? Open Subtitles وبهذه الطريقة تفعلها، بإبقاء الخوف حياً طالما ترى ذلك مناسباً؟
    Çevredeki askerlerinizi tetikte tutmanızı tavsiye ederim. Open Subtitles لذا أنصح بإبقاء جنودكم على المحيط بأقصى درجات الإنذار
    Çevredeki askerlerinizi tetikte tutmanızı tavsiye ederim. Open Subtitles وسيضربون بقوة ليثبتوا إنكم لَمْ تضعفوهم لذا أنصح بإبقاء جنودكم على المحيط
    Yeterince egzersizle vücudumun şeklini koruyabiliyorum. Open Subtitles ممارسة الرياضة كفيلة بإبقاء مظهري سليماً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more