Hükümet binasının yıkım görüntüleriyle birlikte bağımsızlığımızı bütün dünyaya ilan ettikten sonra o herif istemese de ortaya çıkmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | كـل ماعلي فعلـه هو الاستفادة من انهيار الحكومة الحالية كحافز بإعلان استقلال اليابان للعالم لأنه من المؤكد أنه سيظهر |
Yeni yıl gösterisinde onunla olan nişanımızı ilan edeceğim. | Open Subtitles | أنا سأقوم بإعلان خطبتي معه في عرض رأس السنة |
Geçen birkaç ayın ardından, bir cumartesi öğleden sonra Veronica bir duyuru yaptı: | Open Subtitles | ثم في صباح أحد أيام السب بعد عدة شهور قامت بإعلان |
duyuru yapmaya hak kazandım mı kazanmadım mı bilmiyorum ama gizli Santa'm olarak kim Noel'in 12 günü* hediyelerini veriyorsa lütfen kessin. | Open Subtitles | أنا لست متأكدة من أن لدي الحق لأقوم بإعلان الآن ولكن لمن هو أهداني الاثني عشر يوما من عيد الميلاد |
Bir reklamla başlıyorum, George Orwell'den esinlenerek Apple'ın 1984'te yayınladığı reklam. | TED | أود أن ابدأ بإعلان استلهم من رواية جورج أورويل أذاعته شركة آبل في 1984. |
Sen... 20 dakika sonra Başkanın basın sözcüsü bir açıklama yapacak. | Open Subtitles | أنت.. بعد 20 دقيقة من الآن السكرتيرة الصحفية للرئيسة ستقوم بإعلان |
Yerinizde olsam duruşma boyunca sıkıyönetim ilan ederim. | Open Subtitles | إذا كنت مكانك سأقوم بإعلان الحُكم العرفى أثناء المُحاكمة |
Black Pike'ın değil, toplanıp, iflas ettiklerini ilan ederler ve hakkımla ortadan kaybolurlar. | Open Subtitles | ليس من شركة خشية أن يدعموها بإعلان الإفلاس والاختفاء بما يأتي إلي |
Ve şimdi kötü niyetli bir zorba melez kırması, görgüsüz bir taşra soytarısı kendini kral ilan etmeye hazırlanıyor! | Open Subtitles | وطاغية خبيث نصف أصيل المنشأ، مهرج قليل الآداب المدنية يهدد بإعلان نفسه ملكاً |
Kendini en kuzeydeki krallığın kralı ilan ederek bana başkaldırmış oluyorsun. | Open Subtitles | بإعلان نفسك ملكاً على أقصى الشمال أنت في ثورة علينا |
Başbakan Londra'da acil durum ilan etti. | Open Subtitles | رئيس الوزراء قام بإعلان حالة الطوارئ في لندن |
Ertesi gün, Veronica endişe verici bir duyuru yaptı. | Open Subtitles | في اليوم التالي قامت فيرونيكا بإعلان مُفاجيء |
Bir duyuru yaparak katilin suçunu üstlenmesini isteyebilirsin. | Open Subtitles | يجب أن تقوم بإعلان تطلب فيه أن القاتل يعترف بذنبهِ |
Yakında duyuru tarzında bir şey yapmalıyız. Kat ettiğimiz yolu gösteren. Korkuyu dindirmek için. | Open Subtitles | يجب أن نقم بإعلان صحفي قريب يتضمن تقدم في التحقيق، لتهدئة المخاوف |
Koro başının avantajı bir reklam ile şarkıcılığa dönüştüğü? | Open Subtitles | هل صحيح أنّ أضخم رصيد لمعلّم الجوقة هو دعم غنائي بإعلان الصبغة المحبوبة؟ |
J.J., cinsel suçlamalarla ilgili kanıt olmadığını söyleyen bir açıklama yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | اذن علينا ان نجعله يظن انه لن يرجع للسجن جي جي اريدك ان تقومي بإعلان صحفي و ان تقولي انه ليس لدينا اي دليل على الادعاءات الجنسية |
Bir fotoğraf makinası reklamı için size 2 milyon dolar ödeyeceğiz. | Open Subtitles | نريد أن ندفع لك 2 مليون دولار لتقوم بإعلان للكمرا |
duyuruyu yaptığımda George kızarmadı, aksine yeleğim gibi solgunlaşıverdi. | TED | حينما قمت بإعلان الخبر، لم يتغير جورج للون الأحمر ولكن بدا شاحباً كما كان لون صدريتي |
Bağımsızlık Bildirgesi gibi. Onu kim okur ki? | Open Subtitles | إنها أشبه بإعلان الإستقلال، من سيقرأ ذلك؟ |
Dekana reklamında oynayamayacağımı söylemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجب علي أن أخبر هذا العميد بأنه لا يمكنني المشاركه بإعلان |
Şimdi, resmi geçit töreni ismini açıklayarak başlamak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أبدأ بإعلان الإسم الرسمي للموكب |
Benim için bir anons yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تقومي بإعلان عام من أجلي |
TechCrunch Disrupt'ta bir sikik bir çocuk tarafından küçük düşürüldüm ve siz bana bu tampon reklamını mı veriyorsunuz? | Open Subtitles | لقد حصلت لتوي على إذلال مهين من مراهق سخيف في عرض (تيك كرانش) و انت هنا بإعلان لسدادات قطنية؟ |