"بإلقاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • atmak
        
    • at
        
    • merhaba
        
    • attılar
        
    • atmaya
        
    • konuşma
        
    • atabilir
        
    Özel bir koleksiyon, ne için olduğunu unuttum ama rica ediyorum, penileri tabağa görgüsüzce atmak yok. Open Subtitles أنها مجموعة مميزة لقد نسيت لما هي مميزة,ولكنى طلبت, أن لا يقوم أي مهمل بإلقاء عملته بالطبق
    Hakimlere de bir göz atmak isteyebilirsin. Open Subtitles قد ترغب بإلقاء .نظرة على هؤلاء القضاة أيضاً
    Hâlâ kafasında. Silâhını göle at yeter. Open Subtitles إنها ما تزال في رأسه قم فقط بإلقاء سلاحك في النهر
    Bu yüzden merhaba demeye geldim. Open Subtitles حسناً ، هذا هو السبب لرغبتي بإلقاء التحية
    Kendilerini kurtarmak için suçu sana attılar. Open Subtitles إنهم يقومون بإلقاء اللومِ عليك ليتمكنوا من الهروب
    O sabah polis, kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı bomba atmaya başladı. Open Subtitles في الصباح بدأت الشرطة بإلقاء القنابل المسيلة للدموع لتفرق الحشد
    Artık evde neler olduğunun farkında değilsin! Sağda solda konuşma yapıp duruyorsun! Open Subtitles لم تعد تعرف ما يدور هنا بعد الآن أنت مشغولا بإلقاء الأحاديث
    Etrafa bir göz atabilir miyim güvenliğiniz için? Open Subtitles أتسمحي لي بإلقاء نظرة حتى أتأكد من سلامتك
    Biliyor musunuz, efendim, ben Mumbai'dan büyükbabamın küllerini atmak için geldim. Open Subtitles أنت تعرف يا سيدي أنا جئت من موبماي لكي أقوم بإلقاء رماد جدي هذا كل شيء
    Onu kafandan atmak mı istiyorsun, o zaman hazır ol ve dikkatini topla. Open Subtitles لو أردت تشتيت نفسك منها، فقمْ بإلقاء بضع لكمات وركّز.
    Ölü arkadaşını otobüsün altına atmak istemiyorsun. Open Subtitles أنتِ لا تريدين أن تقومي بإلقاء اللوم على صديقك الميت
    Almaya niyetin yoksa ben bir göz atmak isterim. Open Subtitles إن لم تكوني راغبةً في الشراء، فأنا أرغب بإلقاء نظرة
    Ama gerçekte, 30 öğencinin olduğu bir sınıftayken biri size masayı fırlattığında çocuğu dışarı atmak onun kafasında olup bitenleri anlamaya çalışmaktan çok daha kolaydır. TED لكن على أرض الواقع، فإنك عندما تكون في فصل به ثلاثون طالبا وأحدهم يقوم بإلقاء الطاولات في وجهك، فإن استبعاد هذا الطالب يكون أسهل بكثير من معرفة ما الذي يدور في رأسه.
    iyi görülüyor Tom, ama kabul etmeden önce işine bir göz atmak istiyorum. Open Subtitles يبدو الأمر جيدًا يا " توم "، لكني أرغب بإلقاء نظرة . على عملك قبل أن أتخذ القرار
    Teklifi yazıcıdan çıkar, sonra da köşeye doğru yürü ve her şeyi çöpe at. Open Subtitles قم بأخذ الأوراق من الطابعة .. ثمّ اذهب إلى الركن وقم بإلقاء كل شئ في الحاوية ..
    Şeytan diyor ki al tüm bunları ateşe at! Open Subtitles أتعلم، أنا على وشك التفكير بإلقاء كل هذه الأشياء اللعينة إلى النار
    Hem, anneme "merhaba" diyerek güne başlamam gerektiğiyle ilgili ikna edici tezi ortaya atan sendin. Open Subtitles بالإضافة أنت من آتي بذلك الجدل المٌقنع حول أني يجب أن أبدأ يومي بإلقاء التحية علي أمي
    Bu bir "küçük arkadaşım" Ben merhaba demek istemedim değildir. Open Subtitles هذا السلاحُ الذي لم أرغب بإلقاء التحيّة عليه
    Ve sorularını cevaplamayı reddettiğimde, beni içeri attılar. Open Subtitles وعندما رفضت الإجابة على أسئلتهم قاموا بإلقاء القبض علىّ
    100 metre aşağıya birkaç el bombası attılar. Open Subtitles -قاموا بإلقاء عدة قنابل يدوية على المنحدر الذي كان أسفلهم بحوالي 100 متر
    Ama sonuna vardığında, bir goril sana fıçılar atmaya başlar. Open Subtitles ثم تبلغ النهاية وتهمّ غوريلا بإلقاء البراميل عليك.
    Etkileyici bir konuşma yapmakla kalmadın, bir çok insanın hayatını değiştirdin. Open Subtitles أنت لم تقم فقط بإلقاء محاضرة بل غيرت حياة أشخاص كُثر
    Etrafa bir göz atabilir miyim güvenliğiniz için? Open Subtitles أتسمحي لي بإلقاء نظرة حتى أتأكد من سلامتك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more