| Barclay, karar vermeden önce son bir kez daha izle. | Open Subtitles | هيا باركلي شاهده مرة واحدة بعد قبل أن تقرر |
| - Barclay, bu bende kalsın. - Geri getirseniz iyi olur ama! | Open Subtitles | باركلي سأحتفظ بهذا حسنًا، ولكن يجب أن تعيده |
| O mahalleye gitmeye başladım ve gerçek Nicholas Barclay'i araştırdım. | Open Subtitles | لقد بدأت بالذهاب الى الحي "للتحقيق في حقيقة "نيكولاس باركلي |
| Barkley'nin evini yoklasam nasıl olur karısının ne bildiğini görürüm? | Open Subtitles | كيف لي ان ادخل منزل باركلي تقصي عما تعلمه زوجته |
| 13. yoldan kuzeye gidiyoruz. Barkley Dam'e doğru. | Open Subtitles | نسافر شمالا على الطريق 13 في إتّجاه سد باركلي |
| Bence Beverly Dollarhide ve Jason Dollarhide vaktiyle Nicholas Barclay'e ne olduğunu biliyor. | Open Subtitles | اعتقد ان "بيفرلي دولارهايد" و"جيسون دولارهايد" علموا في وقتها "ماذا حدث لـ"نيكولاس باركلي |
| Barclay beş dakika yanlız kalabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | باركلي هل أستطيع أن أحظى بخمسة دقائق مع نفسي أرجوك؟ |
| Fetihçilerden çıkmış Bay Barclay. | Open Subtitles | التي يرجع تاريخها إلى الغزاة، السيد باركلي. |
| Lisa Barclay'dan uzakta olmayan başka bir yasa dışı çöplükte. | Open Subtitles | في مكب نفايات آخر غير قانوني ليس بعيداً عن مكان العثور على ليزا باركلي |
| Ama mumyalaşmaya bakılırsa Lisa Barclay'den önce öldürülmüş. | Open Subtitles | لكن التحنيط يشير إلى أنها في الواقع قُتلت قبل ليزا باركلي |
| Lisa Barclay'ın işini sebep olmaktan çıkarabiliriz. | Open Subtitles | حسناً، يمكننا إستبعاد وظيفة ليزا باركلي كدافع |
| Lisa Barclay ile Sharon Landon ya da çocukları arasında bağlantı yok. | Open Subtitles | لا صلة بين ليزا باركلي و شارون لاندون أو بين إبنيهما؟ |
| Bayan Barclay'de yoktu, ve albayın ceplerinde de bulunamadı, efendim. | Open Subtitles | لم يكن بحوذة السيدة (باركلي) ولم يكن بجيب الكولونيل، سيدي |
| Böylece, bana işkence edenlerden intikamım alınmıştı, ama Barclay elimin uzanamayacağı bir yerdeydi. | Open Subtitles | لذا سأحظى بثأري لما فعله بي ولكن لم يكن (باركلي) في متناول يدي |
| Bay Barclay'in toplumumuz için iyi işler yaptığını anlıyorum. | Open Subtitles | افهم ان السيد " باركلي" عمل شيئاً جيداً لجاليتنا |
| 13. yoldan kuzeye, Barkley Dam'e doğru giden bir ambülans görüş alanımızda. | Open Subtitles | لدينا موقع مرئي لسيارة الإسعاف المسافرة شمال على طريق 13 بأتجاه سدّ باركلي |
| Karısına yapılan arama saat 2: 17'de eski Barkley Hotel'deki bir ana hattan yapılmış. | Open Subtitles | النداء الذي جاء إلى زوجته نشأ في الساعة 2: 17 فندق باركلي |
| Karısına yapılan arama saat 2: 17'de eski Barkley Hotel'deki bir ana hattan yapılmış. | Open Subtitles | النداء الذي جاء إلى زوجته نشأ في الساعة 2: 17 فندق باركلي |
| Ama Barkley'nin çok müşterisi varmış hepsiyle bağlantı kurmanın biraz zaman alabileceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | ولكن باركلي حصل علي الكثير من العملاء لقد ظنوا انه من الممكن ان تاخذ برهه في ان توصلهم جميعا |
| Dün gece orada iki Berkeley öğrencisini öldürdü. | Open Subtitles | لقد قتل 2 من طلاب جامعة باركلي هناك في احدى الليالي |
| - Havley'nin kadin versiyonunu diyorum. | Open Subtitles | عن ماذا تتحدثين ؟ إنها النسخة الأنثوية من "باركلي |
| Beş dakika içinde, belediye başkanı Barcley sıfatından kaptan Kanguru'ya indim. | Open Subtitles | خلال خمسة دقائق,تحولت من الرئيس"باركلي" الى الكابتن "كانغارو"ّ |