| Bu operasyon birçok hastama yaptığımla aynıydı; bu pati ve kuyruk hariç. | TED | وكانت هذه العملية، التي أجريتها على كثير من المرضى البشر، مشابهة، باستثناء ذلك المخلب وذلك الذيل. |
| Beni öldürmeye çalışanlar hariç bu yüzden eğer o adamı bir daha görürsem, kesinlikle onu öldürürüm. | Open Subtitles | باستثناء ذلك الرجل الذي حاول قتلي لذلك إذا رأيته مرة أخرى فأنا سأقوم بالتأكيد بقتله |
| Opera'nın Silüeti'ni dinlemeye gittiğimiz zaman hariç. | Open Subtitles | باستثناء ذلك الوقت عندما ذهبنا لرؤية مسرحية شبح الأوبرا |
| "Josh' un kulağıma vurduğu yerdeki çınlama hariç iyi sayılırım." | Open Subtitles | باستثناء ذلك الطنين في أذني بسبب ضربة جوش ، فقد شعرت بأنني بخير |
| Üzerimize atlayıp bizi midelerine indirmeleri hariç. | Open Subtitles | باستثناء ذلك الجزء من طبيعتها الذي يجعلها مفترسة |
| Yalnız şuradaki tip hariç. Benim resmen ödümü | Open Subtitles | باستثناء ذلك الشخص هناك يبدو لذيذاً |
| Şu adam hariç. | Open Subtitles | باستثناء ذلك الشخص .. |
| Tabii, bu elbise hariç tüm elbiseler. | Open Subtitles | ربما باستثناء ذلك الثوب |
| - Rosa Parks gibiydim mühim olmayan bir şey hariç. | Open Subtitles | كنتُ كـ (روزا باركس)، باستثناء ذلك الشيء الذي لم يكن مهمّاً إطلاقاً. |
| Denizayısı Jess Smith hariç. | Open Subtitles | (باستثناء ذلك البكّاء (جيس سميث |