Biliyorum. O bir Hacksaw hayvanı, iç dünya iblisi. | Open Subtitles | إنه وحش منشار المعادن إنه شيطان من داخل باطن الأرض |
Kaşıkların iç kısmına bak bakalım üstünde jel var mı. | Open Subtitles | تحققي من باطن المضارب وانظري إن كان هناك بقايا جلّ عليهم |
Ayaklarının tabanları çok kalın ve üstü çok tüylü olduğundan ayakkabı giymezler. | Open Subtitles | ولا يرتدون أحذية، لأنهم ذوي باطن أقدام سميكة جدا بأسفل أقدامهم وينبت بأعلى أقدامهم شعر كثيف |
Sıradaki hedef, kendi sonuna yer altındaki tirbuşon bitkisinin buklelerinde ulaşır. | TED | يلقى الهدف التالي حتفه في باطن الأرض، في لفّات نبات اللولب. |
Ama ayak tabanı ve yeni oluşan varisleri tersini gösteriyor. | Open Subtitles | أجل، باطن قدميه ودوالي الأوردة الدموية في قدمي تظهر العكس |
Şimdi, nispeten ceza almamış olarak, yer kürenin binlerce metre altına inebiliriz. | TED | فبإمكاننا الآن أن ننزل آلاف الأمتار إلى باطن الأرض بحرية. |
Ve teknik subsoil hand'i. | Open Subtitles | وتقنية باطن اليد |
Ayak tabanın. | Open Subtitles | باطن قدميكِ |
Dünya'nın çekirdeğindeki ısınmış kayalar.. ..yerkabuğuna doğru harekete geçerek.. | Open Subtitles | إنها حمم بركانية تذيب الحجارة مقذوفة من باطن الآرض |
Bir adamın iç bacak ölçüsünü, dükkan kapısı eşiğinden geçmesiyle ölçebilirdi. | Open Subtitles | كان يمكنه معرفة قياس باطن قدم أي رجل بمجرد خطوه إلى عتبة المتجر |
Tabakanın geri kalanını da kendisiyle birlikte çekerek iç yeryüzünün kızgın ocağında erimesini sağlar. | Open Subtitles | ويجرّ معه بقية الصفيحة، لتذوب في فرن باطن الأرض شديد الحرارة. |
Avustralya'nın bugünkü iç bölgeleri bundan daha farklı olamazdı. | Open Subtitles | باطن أستراليا اليوم لم يمكن أن يكون أكثر إختلافا |
Jüpiter'in iç kaynakları, Jüpiter'in Güneş'in yüzeyinden elde ettiği ısının iki katından daha fazla enerji pompalar. | Open Subtitles | يضخّ باطن المشتري حوالي ضِعف الطاقة التي يستمدّها السطح من الشمس |
Maket bıçakları tabanları düzeltmek için kullanılır. | Open Subtitles | صندوق القطع يستخدم من أجل زكرشة باطن القدم. |
- tabanları çoktan çizildi ve içi kanımla doldu. | Open Subtitles | ومجرجر باطن يصل، وتمتلئ الدواخل مع دمي. |
Genital, diş ayak tabanları. | Open Subtitles | الأعضاء التناسلية، الأسنان باطن الأقدام |
Bu derin yer altı mikropları bir problem olacak mı çünkü aslında orada bir şey tutmak için çok yavaşlar? | TED | هل ستشكّل هذه الميكروبات السحيقة في باطن الأرض مشكلةً بسبب بطئها الشديد لكي نستطيع حقًا حفْظ أي شيء بالأسفل؟ |
Orta okyanus tabanı tektonik katmanların birbirini hareket ettirdikleri çizgi olup yeryüzünün içinden sıcak, erimiş kayaların çıkarak yeni okyanus zemini oluşmasını sağlar. | Open Subtitles | حيد منتصف المحيط عبارة عن خط بحريّ تتحرك على طوله الصفائح التكتونيّة عن بعضها. مما يؤدي إلى تدفق الصخور الحارة المذابة من باطن الأرض ليُشكل قاع محيط جديد. |
Ayakkabımın tabanı yıpranana kadar mı? | Open Subtitles | سوف باطن حذائي تبلى؟ |
Karbondioksiti tenizlemesi için bitkileri kullanabiliriz sonra da onu ağaçların içine hapsedip yerin altına, okyanusun derinliklerine saklayabiliriz. | TED | يمكننا استخدام النباتات للتخلص من ثاني أكسيد الكربون، ومن ثم تخزينه في الأشجار، عميقًا في باطن التربة، أو في المحيطات. |
Bence Allah, Petrolü topraklarımızın altına.. | Open Subtitles | أعتقد إنّهُ إحتمال كبير وجود النفط في باطن الأرض, |
Ve teknik subsoil hand'i. | Open Subtitles | وتقنية باطن اليد |
Dünya'nın çekirdeğindeki ısınmış kayalar.. ..yerkabuğuna doğru harekete geçerek.. | Open Subtitles | إنها حمم بركانية تذيب الحجاره مقذوفه من باطن الأرض |