| Müşterim onları kendi müşterisine sattı, o da Alman Ordusuna satmış. | Open Subtitles | زبوني باعه الى زبونه الذي باعه للجيش الالماني |
| Ama belki okumuşsundur. Yarım milyon dolar artı hâsılattan pay karşılığında sattı. | Open Subtitles | و الذي قد تكون قرأته, باعه مقابل نصف مليون دولار بالإضافة إلى مجموع الدولار الأول. |
| Sonra da isim satın alan bir şirkete sattı. | Open Subtitles | ثم باعه لشركة تشتري الأسماء ثم تقعاعد بقية عمره. |
| Neden Tony Kadjic'e federallere sattığı adamın onunla konuşmak istediğini söylemiyorsunuz? | Open Subtitles | أنّ هذا الرجل باعه للفيدراليين نحن هنا للدردشة معه؟ |
| Onu sattığı adama ulaşmış ve sandığı almak için teklifte bulunmuş. | Open Subtitles | العقاب بسبب تجاوزه الفعلي. لذا قام بالتواصل مع الرجل الذي باعه إياه وقدم له عرض لكي يستعيده. |
| Bana satan adam 1 hafta kadar etkisinde olacağımı söylemişti. | Open Subtitles | الرجل الذى باعه لى قال سأكون تحت تاثير لمدة اسبوع |
| Hayır efendim. Çocuk mahallede birine sattığını söyledi. | Open Subtitles | لا يا سيدي ، الفتى قال بأنه باعه في الشارع |
| Yani ona silahı kim sattıysa başı büyük derde girecek. | Open Subtitles | لذا، أيّا كان من باعه السلاح، فإنّه سيزج إلى مكانٍ موحش للغاية. |
| Bana o sattı. | Open Subtitles | أرجوك أيها الضابط إن من باعه لى هو صائد القوارض |
| Nalburdaki Eugene Young sattı. Ne güzel değil mi? | Open Subtitles | يوجين يونغ في مركز التسوق باعه اياها اليست جميلة ؟ |
| Uygulamayı saygın bir şirkete bir dünya paraya sattı şimdi de şirketin Chelsea binasında şube açtı ve 11 elemanı var. | Open Subtitles | باعه لرجال الأعمال محترمين و أغنياء جداً لمبلغ كبير من المال و الآن لديه مكتب في الزاوية |
| Büyükbabamındı ama ölmeden sattı. | Open Subtitles | كان لجدي، لكنه باعه قبل أن يموت. |
| İskoçlar onu Meclis'e sattı. | Open Subtitles | لقد باعه الأسكتلنديين للبرلمان |
| Baban evi halanla amcana sattı ve senin için Farmbrook'da iki tane aldı. | Open Subtitles | والدك باعه لعمتك ولعمك "ومن ثم تولّى شراء منزلاً في ""فارمبروك"" لأجلكما" |
| Job'un size sattığı disk geçersiz. | Open Subtitles | القرص الذي باعه لك جوب عديم النفع |
| Dostum, bu yer Pawtucket Pat'in sattığı günden beri çok değişmiş. | Open Subtitles | هذا المكان حقاً تغير بعد أن (باوتوكت بات) باعه |
| Eskiden ona tabloyu satan sanat galerisinde çalışıyordum. | Open Subtitles | لأنني كنتُ أعمل بالمعرض الذي باعه إياها. |
| Olay yerinde DNA'sı var, ...ona silahları satan tanığımız var, ...baya makul nedenlerimiz var. | Open Subtitles | إن حمضه النووي موجود في مسرح الجريمة، وشاهد قد باعه الأسلحة، ولدينا دافع معقول |
| Ayrıca artık kendisini bir fıçı biraya satan bir babaya da muhtaç değil, buna sevinmeli. | Open Subtitles | ويكون ممتناً أنه لن يعود إلى والده الذي باعه مقابل برميل من المشروب |
| Senin deden de benim dedemin bütün restoranını hasta eden bayat balık sattığını düşünüyor. | Open Subtitles | جدك يقول أن جدي باعه سمكاً سمم مطعمه بالكامل |
| Burayı onlara kimin sattığını düşünüyorsun, ahmak? | Open Subtitles | من تعتقد بأنه قد باعه لهم ، أيها الغبي ؟ |
| Çünkü tam da şu an Bello, Eddie'nin Bobby Moi'ye kendisini sattığını öğreniyor. | Open Subtitles | لأن بهذه الاثناء سيأتي(بيلو) خبر بأن (ايدي ) قد باعه الى (بوبي موي) |
| Yani ona silahı kim sattıysa başı büyük derde girecek. | Open Subtitles | لذا، أيّا كان من باعه السلاح، فإنّه سيزج إلى مكانٍ موحش للغاية. |