"بالأمر الصائب" - Translation from Arabic to Turkish

• doğru şeyi
• doğru olanı

Bu yüzden sana doğru şeyi yapmana izin verecek teknik detayı söylüyorum.
لذا أركن إلى منحكِ الطابع التقني الذي سيجعلكِ تبررين قيامكِ بالأمر الصائب

Eğer onu gerçekten seviyorsan, doğru şeyi yapması için bir şans tanırsın.
إذا حقاً أنت معجبة به، سوف تتراجعين وتعطينه فرصة للقيام بالأمر الصائب.

Umarım kasayı kontrol ettirmekle doğru şeyi yapmışımdır.
آمل أنني قمت بالأمر الصائب عندما طلبت منهم فحص الخزّنه

Eğer doğru olanı yapmış olsaydım, bugün burada olmazdın bile.
إن قمت بالأمر الصائب ذلك اليوم فلن تكون هنا حتى

Ama her zaman doğru olanı yapmaya çalıştım, bana öğrettiğin gibi.
ولكنى حاولت دائما القيام بالأمر الصائب كما علمتنى أنت

Tıpkı benim gibi doğru olanı yapmalıydı ve mevkiye kabul edilmemeliydi.
كانت من المفترض أن تقوم بالأمر الصائب مثلما فعلت أنا و تقوم برفض المنصب

Neden doğru şeyi yaptığım için tutuklandığımı anlamıyorum.
أنا لا أفهم سبب إعتقالكم لي لمحاولتي القيام بالأمر الصائب

Çünkü her zaman doğru şeyi yapan adam sensin.
لأنك الشخص الذي دائماّ ما يقوم بالأمر الصائب

doğru şeyi yapmaya çalıştığımı biliyorsunuz. Bunların ardımızda bırakıp aileyi tekrar toparlamaya yardım edin.
أنا أحاول القيام بالأمر الصائب هنا بمحاولة لم شمل العائلة

doğru şeyi yapmaya çalışıp tamamen berbat eden insanlar hakkında azıcık bilgim var.
أعرف قليلاً كيف يحاول الناس القيام بالأمر الصائب و أفساد الوضع

Yani, insanlara doğru şeyi yaptığımı söyleyeceğim.
أعني، يجب أن اخبر الناس أنني قمت بالأمر الصائب

İlk başta yapmam gereken doğru şeyi yapmadım, üzgünüm.
ولم أقم بالأمر الصائب في بادئ الأمر. أعتذر.

Bunu bana söyleyerek doğru şeyi yaptın. Teşekkür ederim.
قمتِ بالأمر الصائب بإخباري، شكراً لكِ

Onu buraya getirerek doğru şeyi yaptın.
"لقد قمتِ بالأمر الصائب حين أتيتِ به إلى هنا."

Anlaşılan doğru olanı yapmak biraz bekleyecek.
أعتقد القيام بالأمر الصائب سيتوجب الانتظار، صحيح؟

doğru olanı yapmak için elinde bir fırsat var sonunda.
وأخيرًا لديك فرصة للقيام بالأمر الصائب هيا

Eğer köpeklerle yatarsan, pirelenirsin ve sana söyleyeyim, biz doğru olanı yaptık.
،لو تعاونت مع أناس مشبوهه ،سوفَ ينتهي أمرك بتحمل أخطائهم ،وإني أؤكدُ لكِ .بأننا قمنا بالأمر الصائب

doğru olanı yaptığına inanıyordu.
لقد اعتقد بأنّه يقوم بالأمر الصائب

Bak, senin yanındayım ama doğru olanı yapmak zorundasın.
أنظر ، سوف أقف بجوارك... .. و لكن ، يجب أن تقوم بالأمر الصائب.

Sence de doğru olanı yapıyorum değil mi Datak?
هل تعتقد أنني أقوم بالأمر الصائب أليس كذلك يا "ديتاك" ؟

Sadece doğru olanı yaptığını söylemek istedim.
أردتُ فقط إخبارك أنك قمت بالأمر الصائب.