önemli bir şey değil... Yetiştiğim dönemde zor zamanlar geçirdim. | Open Subtitles | ليست بالأمر الهام عانيت قليلاً من وقت عصيب خلال نشأتي |
önemli bir şey değil ancak bunun hakkında seninle konuşmanın daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | انه ليس بالأمر الهام ولكنى اعتقد انه من الأفضل ان اتحدث اليك بشأنه |
Çok hoş bir şey değil ama çok da önemli değil. | Open Subtitles | ولا اتذكر شيئا عن هذا لا يمكن ان يكون هذا سارا ولكنه ليس بالأمر الهام, انها مجرد احلام سيئة |
Ayağıma bir fırsat gelmişti. Sorayım dedim. O kadar da önemli değil. | Open Subtitles | جاءت الفرصة، فكرت في السؤال ليس بالأمر الهام |
Bunun o kadar önemli olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | لقد كذبتَ عليّ لم أظن أن هذا بالأمر الهام |
büyütülecek bir şey yok. büyütülecek bir şey yok mu? | Open Subtitles | كان علي أن أملأ بعض الأوراق , ليس بالأمر الهام |
Dur ben sileyim. Birkaç damla sadece, önemli bir şey yok. | Open Subtitles | دعيني أمسحها لكِ أوقعت القليل, ليس بالأمر الهام |
Öyle önemli bir şey değil. | Open Subtitles | الذى والده يجبره ان يعمله لهذا ليس بالأمر الهام. |
Tören yirmi dakika falan sürecek çok önemli bir şey değil yani. | Open Subtitles | لن تستغرق المراسم سوى 20 دقيقة لذا ليس بالأمر الهام |
Bana çok önemli bir şey değil demişti ama sanırım gerçekten Önemli bir şeymiş. | Open Subtitles | لقد قال أنه ليس بالأمر الهام لكنني أعتقد أنه كذلك |
Bütün gün önemli bir şey yok dedin durdun. | Open Subtitles | ستقولين نفس الشيء، ليس بالأمر الهام |
önemli bir şey değil. Danny, muhteşemler. | Open Subtitles | إنه ليس بالأمر الهام - داني" ، إنه شعر رائع" - |
- Aslında o kadar da önemli değil. | Open Subtitles | ، فى الحقيقة هذا ليس بالأمر الهام مازالت عند البار |
- Yapmayin ama, o kadar da önemli degil. | Open Subtitles | هيا يارفاق أنه ليس بالأمر الهام |
Vay canına. Dinle, yani o kadar da önemli değil.. | Open Subtitles | واو ، اسمعي ..ذلك ليس بالأمر الهام حقاً |
Geldiğinizde birkaç yara bere ve ufak bir sarsıntı geçirmiştiniz. Önemli bir şeyiniz yoktu. | Open Subtitles | أتى هنا مخموراً ببعض الكدمات ليس بالأمر الهام |
Anne, bu Önemli bir mesele değil. Oldukça eğlenceli. | Open Subtitles | أمي ، ليس بالأمر الهام ، أعني ، إنه ممتع |
Bay Hoffman bunun o kadar önemli olduğunu kesinlikle söylememişti. | Open Subtitles | لم يخبرنا السيّد (هوفمان... ) أنّ هذا سيكون بالأمر الهام. |
Hayır, sadece lise mezunu olmamak o kadar büyütülecek bir mesele değil. | Open Subtitles | كلا إِن الأمر فقط إِنّ التخرج من المدرسة الثانوية ليس بالأمر الهام |