| Daha dün, onun resmini kadınlar sayfasına koydum. | Open Subtitles | بالأمس فقط , وضعتُ صورتها في الصفحة الخاصة بالنساء في الصحيفة |
| Çünkü bu fotoğrafı Daha dün buldum. Bu odada bir çekmecede. | Open Subtitles | لقد اكتشفت هذه الصورة بالأمس فقط فى درج هذه الغرفة. |
| Daha dün hemen taşınmamız konusunda inat ediyordun. | Open Subtitles | بالأمس فقط كنت عازماً بشدة على نقلنا فوراً |
| Onu Daha dün aldım ve bütün gece konuşmayı öğrettim. | Open Subtitles | حصلت عليه بالأمس فقط, وأمضى كل ليلة ليعلمه الكلام. |
| Yemin ederim ki bilmiyorum. Onunla Daha dün tanışmıştım. | Open Subtitles | أقسم أنني لا أعرف، لقد قابلته بالأمس فقط. |
| Sanki Daha dün gibi, Yerdin sen sivrisinekleri | Open Subtitles | يبدو الأمر أنه كان بالأمس فقط حيث كنت تأكلين الناموس |
| Daha dün Yenilmezler olarak beraber savaştık. | Open Subtitles | لقد كان بالأمس فقط الذي فيه قاتلنا معا كمنتقمين |
| Daha dün öldü yani bir yerlerde bir şeyler yapmış olması gerek. | Open Subtitles | هذا الرجل لا يحمل حتى مخالفة سير لقد مات بالأمس فقط |
| Bıçakları elinden alışımız Daha dün gibi aklımda. | Open Subtitles | أشعر بأننا أخذنا السكاكين منه بالأمس فقط. |
| Daha dün şarkısını dinledim. | Open Subtitles | بالأمس فقط كنت أستمع إلى تغريدها |
| Daha dün öyle heyecanlıydı ki... | Open Subtitles | لقد كانت بالأمس فقط, سعيدة جدا ومنتشية بسبب... ا |
| Daha dün sizin yaralılarınızı taşımanıza yardım ediyordu ve siz onu öldürdünüz. | Open Subtitles | بالأمس فقط ساعدك على حمل جرحاك ثم تقتله |
| Bana Daha dün başladın gibi gelmişti? | Open Subtitles | اعتقدت بأنك بدأت ذلك بالأمس فقط |
| Daha dün kıstırıldım.. | Open Subtitles | بالأمس فقط كنت في معبر الزنزانات |
| Daha dün ona bir müşteri götürmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | أرسلت لها بالأمس فقط وثيقة تسويق |
| Daha dün, Reggie... merhaba Reggie Reggie beni geri geçirdi. | Open Subtitles | بالأمس فقط " ريجي " هنا مرحباَ " ريجي " |
| Bu insanlarla Daha dün tanıştın. | Open Subtitles | لقد قابلت اولئك الناس بالأمس فقط |
| Daha dün veli öğretmen birliğinde bir kadına oy verecebileceğini... söyledi, bu bir başlangıç. | Open Subtitles | بالأمس فقط قال انه سيصوت ل امرأة في منصب الرئيس... من منطقة التجارة التفضيلية، وإنما هو البداية. |
| Daha dün sabah tanışmıştık. | Open Subtitles | قابلته بالأمس فقط |
| Buraya geldiğin günü Daha dün gibi hatırlıyorum. | Open Subtitles | يبدو بالأمس فقط أن التقينا لأول مرة . |
| Yani, Daha düne kadar, ufacık bir şeydin. | Open Subtitles | أعنى, انة بالأمس فقط كنتفتاةصغيرةبضفائركبيرة. |