Annem bugün evde kalmamı istedi. | Open Subtitles | وأمّي سمحت لي بالبقاء في المنزل هذا اليوم |
Bu geceki gibi, cömertçe bana evinde kalmamı teklif etti... ehh sanırım şimdilik bu kadar. | Open Subtitles | مثل اللّيلة، سمحت لي بالبقاء في شقتِها هذا هو كل شيء حتى الآن |
Kız kardeşim var, bodrum katında kalmama izin veriyor ancak yukarı kata gelmemi istemiyor. | Open Subtitles | لديّ شقيقة، إنها تسمح لي بالبقاء في القبو إنها توصد الأبواب لئلا أصعد إلى الأعلى |
Evinde kalmama izin vermen gerçekten hoş bir davranıştı. | Open Subtitles | هذا لطيف جدا منك للسماح لي بالبقاء في شقتك |
Belki de bir süre için evde kalıp yarı zamanlı bir iş bulurum diye düşündüm. | Open Subtitles | أفكر بالبقاء في المنزل لبعض الوقت ايجاد وظيفة بدوام جزئي |
Typhon ve onun Titan müttefiklerini, sonsuza dek kalmaya mahkum edildikleri Tartarus cehenneminin derinliklerine gönderir. | Open Subtitles | و أخذ زيوس التيفون و الجبابرة إلى الجحيم السفلي حيث حكم عليهم بالبقاء في جهنم إلى الأبد |
Sana arabada kalmanı söylemiştim. | Open Subtitles | أمرتك بالبقاء في السيارة أتعلم؟ انس السيارة |
Burada kalmana müsaade edeceğim, şimdi gidip iyicene dinlen istersen. | Open Subtitles | تولا سأسمح لكي بالبقاء في بلدتنا كما ترغبين أما الان.. خذي قسطا من الراحة كما ترغبين |
Mühendisliğin, bir halkın kendi topraklarında yaşamasına ve milletler topluluğunun parçası olarak kalmasına imkan vermesi harika olmaz mı? | TED | لكن لن يكون من الرائع أن يكون هذا عجب الهندسة والسماح للشعب بالبقاء في أراضيها السيادية، وتكون جزءا من المجتمع الدولي؟ |
Evde kalmamı söylediğin için benimle tanışamıyorlar ama. | Open Subtitles | إنهم لم يتمكنوا من مقابلتي لأنّك أخبرتني بالبقاء في المنزل. |
Washington geride kalmamı emretti. | Open Subtitles | لقد أصدر واشنطن أمر لي بالبقاء في المؤخرة |
Ağabeyim bu odada kalmamı istedi. | Open Subtitles | لقد أمرني أخي بالبقاء في هذه الغرفة. |
Evinizde kalmama izin verdiğiniz için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرا جزيلا لك لسماحك لي بالبقاء في منزلك |
Hastanede kalmama izin vermiyorlarsa .ben de hastanenin bir kısmını yanımda götürürdüm. | Open Subtitles | إذا لم يكن مسموحاً لي بالبقاء في المستشفى فأنا فقط يجب ان اخذ جزءً من المستشفى معي |
Yani, resmi boşanma için beklerken evde kalmama izin veriyor, bu çok güzel bir şey çünkü ona karşı pek iyi değildim. | Open Subtitles | بينما أنتظر الإنفصال القانوني لقد سمح لي بالبقاء في منزله وهذا لطيف منه لأنني لم أتصرف بشكل جيد على الإطلاق |
Teksas'ta kalıp işleri karıştırmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | أنت تريدين بالبقاء في تيكساس وإثارة المتاعب |
Yanlış anlamayın Başkan Hanım ama burada CTU'yla kalıp daha yararlı olacağımı düşünüyorum. | Open Subtitles | مع كامل احترامي يا سيدتي الرئيسة أظن أنني سأكون مفيداً أكثر بالبقاء في المكان هنا مع "الوحدة" |
Bir savaş durumunda tam tetikte kalmaya ordere var. | Open Subtitles | لديهم أوامر بالبقاء في حالة تأهب قصوى .في حالة نشوبْ الحرب |
Daha doğar doğmaz, bizi hayatta kalmaya ikna edecek çok büyük bir sevgiye ihtiyaç duyarız. | Open Subtitles | أنه عندما نولد, نحتاج لقدر من الحب كي يقنعنا بالبقاء في الحياة... و عندما نجد هذا الحب, فهو عادة يُثَبِّتٌنا... |
- Sana aşağıda kalmanı emretmiştim. | Open Subtitles | - امرتك بالبقاء في الاسفل - ماذا تقول اشارتهم ؟ |
- Sana evde kalmanı söylemiştim. - Seni dikkatle dinliyorum. | Open Subtitles | روجر، لقد أخبرتك بالبقاء في البيت |
Köyde kalmana izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نسمح لكَ بالبقاء في قريتنا. |
Bakıcın olmadan hiç evde tek başına kalmana izin verildi mi? | Open Subtitles | أكان يُسمح لكِ بالبقاء في المنزل لوحدكِ بلا جليس؟ |
Makamında kalmasına, bir gün bile müsaade edilmemeli. | Open Subtitles | لا يمكن السماح له بالبقاء في منصبه ولا حتى يوم واحد |
Amanda'yı saklama kararımın üzerinden bir gün geçmişti ve evde kalmasına izin vermek aklında daha çok soru işareti oluşmasına neden olmuştu. | Open Subtitles | مر يوم واحد منذ أن قررت إخفاء أماندا والسماح لها بالبقاء في البيت |