Belki de henüz etkilerini hissetmiyor olabilirsin, ancak hücresel düzeyde vücudunda bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | ربما لم تشعر بالتأثيرات بعد لكن شئ ما يحدث لجسدك على المستوى الخلوى |
İklim değişikliklerinin etkilerini tahmin etmek için istatistiksel modellemeler yapıyordu. | Open Subtitles | كانت تعمل على تطوير النماذج الإحصائيّة للتنبؤ بالتأثيرات على تغيّرات المناخ. |
Yan etkilerini anlatan bir etiket tak bari. | Open Subtitles | على الأقل ضع ملصقاً عليها يحتوي على لائحة بالتأثيرات الجانبية |
Bunu sürdürürse enzimin yan etkileri endişeleneceği en küçük şey olacak. | Open Subtitles | لن يشعر بالتأثيرات الجانبية فقط إن استمرّ بالتذمّر |
Sadece, meditasyonumun yan etkileri tarafından bölünmeden önce düşüncelerimi toparlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت فقط أرتبّ أفكاري عندما قُوطعت بشكل فظّ بالتأثيرات الممرضة للأدوية الغير موصوفة |
Baban meteor taşlarının etkileriyle ilgileniyordu. | Open Subtitles | أبيك كان مهتم بالتأثيرات التي تحدثها صخور النيزك |
Ama seni uyarmalıyım, bazı ruhsal değişimler yaşayabilirsin... bazı mantıksız düşünceler, burada ve orda... ama uzun dönem etkileriyle karşılaştırıldığında bu hiçbir şey değil. | Open Subtitles | لكن عليّ تحذيركِ انتِ قد تواجهين بعض المزاج المتغير... بعض التفكير الغير منطقي هنا و هناك... لكنه لا شيئ مقارنتًا بالتأثيرات الطويلة المدى |
Ve şimdi de eski müvekkilinin ürününün yan etkilerini Bay Joyce'a yamamaya çalışıyor. | Open Subtitles | وهو الآن يحاول إلصاق انتحار السيد جويس بالتأثيرات الجانبية لمنتج عميله السابق! |
Vala'nın gidişi ve derhal dönüşü de bu durumun bir kanıtı, etkileri hissetmeden önce bir saatten fazla ayrı kalamıyorlar. | Open Subtitles | كما هو واضح من رحيل (فالا) ورجوعها الفوري.. {\pos(192,210)} فلا يمكن فصلهما لأكثر من ساعة قبل أن يشعرا بالتأثيرات {\pos(192,210)} |