| O kilerden kimin çıktığını bilmiyorum ama Dave olmadığı kesin! | Open Subtitles | لا أعرف من الذي خرج من ذلك القبو لكنه بالتأكيد لم يكن دايف |
| Ayyaş Justin Cannady'nin fikri olmadığı kesin. | Open Subtitles | انه بالتأكيد لم يكن فكره هذا السكير جاستن كانادى |
| Faturaları ödemek için olmadığı kesin. | Open Subtitles | بالتأكيد لم يكن للمساعدة في دفع الفواتير |
| ..biteceğinden korkmuştuk. - Yavaş yavaş olmadığı kesin. | Open Subtitles | كانت القصة ستنتهي تدريجياً بالتأكيد لم يكن الأمر كذلك - |
| Yalnız yapmak zorunda, hiç değildi. | Open Subtitles | وهي بالتأكيد لم يكن عليها ان تفعلها لوحدها |
| Ünlü, hiç değildi. | Open Subtitles | بالتأكيد لم يكن دائماً |
| Keskin uçlu bir cisim olmadığı kesin. | Open Subtitles | بالتأكيد لم يكن أداة حادة الطرف |
| Patlayan her neyse gamma topu olmadığı kesin. | Open Subtitles | ايا كان ما انفجر، فإنه بالتأكيد لم يكن (مدفع جاما) |