Atlama uzmanları kapıyı kontrol etmeye başlar. | TED | ومن ثم بدأ مسؤول القفز بالتحقق من باب الطائرة |
Sonra bütün o belgeleri Nüfus Dairesine götürüp... başvuranların isimlerini kontrol etmeye başlayın. | Open Subtitles | ثم خذ كل ذلك الورق إلى بيت سامرسيت إبدأ بالتحقق من أسماء مقدموا الطلبات |
Tamam, Nebraska'daki tıbbi kayıtlarda şizofreni teşhisi konmuş kişileri kontrol etmeye başlıyorum ama hepsi bildirilmemiş olabilir. | Open Subtitles | حسنا، سأبدأ بالتحقق من سجلات نبراسكا الطبية للحالات التى تم تشخيها بالفصام |
Paraları ya da sakladıkları mücevherleri kontrol etmek zorunda olmamız. | Open Subtitles | وقمنا بالتحقق من عملاتنا أو الجواهر التي كنّا نخفيها |
Dedigin gibi:taksileri kontrol etmek onlari rahatsiz etmiyor. | Open Subtitles | "كما قلت تماماً إنّهم لايهتمون بالتحقق من سيارات الأجرة." |
Hakkında bulunma emri çıkar ve uçak ile tren menifestolarını kontrol etmeye başla şehirdeki diğer ulaşım sistemleri ile birlikte. | Open Subtitles | ضع تعميماً عليه . وابدأ بالتحقق من قوائم الطائرات والقطارات، بالإضافة إلى أيّ أنظمة نقل أخرى للمدينة، وتذكّرا، |
Benimle böyle konuşuyor olman saçım düzgün mü diye kontrol etmeye itiyor. | Open Subtitles | حديثك هكذا يجعلني أرغب بالتحقق من أناقة شعري |
Yani.. herkesin bahçesini uygun mu değil mi diye kontrol etmeye başlamayacaksın değil mi? | Open Subtitles | ... أعني، لن تبدأو بالتحقق من فناءات كلّ شخص لتروا الذي ليس مناسباً ؟ |
Sabah, Warburg herhangi biriyle iletişime geçmiş mi diye antik kitapçıları kontrol etmeye başlarım. | Open Subtitles | سأبدأ بالتحقق من المكتبات القديمة في الصباح لأرى لو كان (واربورغ) قد اتّصل بأيٍّ منهم. |
Karakterini kontrol etmek isteyebilirsin. | Open Subtitles | ربما ترغب بالتحقق من شخصيتك |
Güney çıkışındaki barınakları kontrol etmek isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | قد ترغبون بالتحقق من الملاجئ حول (ساوث إند) |