Evet, ayrıca hayatta kalmaya niyetli isen bizimle işbirliği yapmanı öneririm. | Open Subtitles | و إذا أردت الاستمرار حيا أقترح عليك أن تبدا بالتعاون معنا |
Bu işbirliği, karşılık tarafıydı. Şimdi empatiye gelelim. | TED | هذا كان الجزء المتعلق بالتعاون والمعاملة بالمثل. الآن دعونا ننظر إلى التعاطف. |
Bu soru Google'ın Taciz Karşıtı ekibi, Wikipedia ve New York Times gibi gazetelerle işbirliği yapmamızı sağladı. | TED | كان هذا هو السؤال الذي دفع شراكتنا بالتعاون مع فريق جوجل لمواجهة الإساءة، وويكيبيديا والصحف مثل نيويورك تايمز. |
Eyalet görevlileri ve federal ajanlarla işbirliğine gideceksin. Anladın mı? | Open Subtitles | وأنت ستبدء بالتعاون مع رجال الولاية والوكالات الفدرالية اتفهم؟ |
İş birliği istiyoruz. Ama arama izni olmadan başlamanıza izin veremeyiz. | Open Subtitles | نحن نرغب بالتعاون ولكن لا يمكننا أن نسمح لك بالبدء بدون مذكرة |
Bir kooperatif bir girişimiz. | Open Subtitles | نحن جمعية مهتمة بالتعاون |
Amerikan Kanser Derneği'nin sponsorluğunda ve Ulusal Kanser Enstitüsü işbirliği ile düzenlendi. | TED | وذلك بالتعاون مع المعهد الوطني للسرطان. |
Klathrin uzmanı Tomas Kirchhausen'in işbirliği ile, olayın tamamını gösteren yeni bir örnek çizim çeşidi yaratmaya karar verdik. | TED | بالتعاون مع خبير الكلاذرين توماس كيركاوزون قررنا أن ننشئ شكلًا إيضاحيًا من نوع جديد يوضح كل ذلك. |
Şu anda ise, Alman Kanser Araştırma Merkezi'yle işbirliği içinde, meme kanseri için 200 kadın üzerinde klinik bir deneme yapıyoruz. | TED | وحاليا، نقوم بتجربة سريرية بالتعاون مع المركز الألماني لأبحاث السرطان على 200 امرأة لسرطان الثدي. |
Dairesel bir şekil oluşturması gerektiğinin farkında; ancak yanındakilerle işbirliği yaparak merkezî bir eşgüdüm olmadan şekli oluşturuyor. | TED | إنها مدركة تماما لحقيقة أنها يجب أن تشكل شكل دائري، ولكن بالتعاون مع جيرانها وتكون الشكل بدون إحداثيات مركزية. |
- O halde, şunu söylemeliyim ki işbirliği yapmamda bir sakınca yok, özellikle eğer başka... | Open Subtitles | يجب أن أقول، انا غير مهتم بالتعاون خصوصاً إذا لم يكن لديّ خيار |
Aynı kandan gelen iki Cermen halkı arasında işbirliği çağrısı yaptı. - Zafer! | Open Subtitles | لقد طالب بالتعاون بين ابناء أثنين من الشعوب الجرمانية تسرى فى عروقهم ذات الدماء |
Hem işbirliği yapıyorlar, hem de rakipler. | Open Subtitles | في التعاون ستكون مليئة بالتعاون والتنافس |
Ruslarla işbirliği içinde, kuyrukluyıldızları durdurmak için yoğun bir Titan füzesi saldırısı hazırlığı yapmaktadır. | Open Subtitles | تستعد بالتعاون مع الروس فى ضربة هائلة من القذائف لإعاقة تقدم المذنب |
Biraz daha işbirliği içine girerek iyice başarıya ulaşacağımızı hissediyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنه يوجد الآن احساس متنامي أنه يمكننا أن ننجز أكثر بالتعاون |
Yerel yetkililerle işbirliği yapıp öldürme maksatlı yasadışı patlayıcı nakliyatından tutuklusun. | Open Subtitles | بالتعاون مع السلطات المحلية أستطيع أن أقبض عليك بتهمة نقل متفجرات بنية القتل |
Beni işbirliği yapmaya ikna edebileceğini düşünüyorsan, ense alacağın şey bir kurşun değil bir şaplak olur. | Open Subtitles | اتظن انه بامكانك ان تقنعني بالتعاون ستحصل على فرصه للعوده بدلا من رصاصه |
NCIS sizinle işbirliği yapacak. | Open Subtitles | ستحظون بالتعاون الكامل لمركز التحقيقات البحري للجرائم |
Misa-Misa olan ilişkisini Takada ile olan işbirliğine çevirdiğini düşünürsek! | Open Subtitles | لقد استطاع بالفعل اقناع تاكادا بعدم حبه لميسا ميسا ثم أقنعها بالتعاون معه |
Seni, işbirliğine devam etmen için ikna etmemizin bir yolu var mı? | Open Subtitles | هل من طريقة لأقنعك بها ان تستمر بالتعاون |
Bu barış karşılıklı işbirliğine ve kanun ile düzene karşı saygıya dayanıyor. | Open Subtitles | إنه سلام حققناه بالتعاون واحترام القانون والنظام |
Eğer çocuğu öldürürse, karısının bizimle iş birliği yapıp kendisine ihanet etmesinden korkuyor. | Open Subtitles | إنه قلق من أنه لو قتل الولد فإنها ستخونه بالتعاون معنا |
Biz bir kooperatif girişimiz. | Open Subtitles | نحن جمعية مهتمة بالتعاون |