Buradaki diğer arkadaşların gibi bilgisayarına değil de Duvara baktığın sırada aslında bu küçük denklemi çözmeye çalıştığını varsayabilir miyim? | Open Subtitles | أظن أنه إثناء سرحانك بالحائط بدلاً من الشاشة، كبقية أصدقائك الصغار هنا أكنت تحاولي بجد حل تلك المعادلة الصغيرة ؟ |
Eğey Bay Keats veya ben çimenlerde geziniyorsak, sedirde uzanıyorsak ya da bir Duvara dik dik bakıyorsak çalışmıyoruz sanmayın. | Open Subtitles | إذا كنا انا او السيد كيتس نجلس على الاريكة او نحدق بالحائط او اي شيء فلا تعتقدوا اننا لا نعمل, |
Rüyamda, eski çürük bir yatakta yatıyordum ve sürekli Duvara vurup duruyordu. | Open Subtitles | في حلمي، أنا أستلقي على فراش قديم مخلخل وما يفتأ يرتطم بالحائط |
İşin aslı, küçük bir bebekken kafamı duvarlara vurmaktan hoşlanırdım. | Open Subtitles | عندما كنت طفلة صغيرة كنت احب أن أصدم رأسي بالحائط |
Aletin ucu dokuya baskı yaptığında, mekanizma dışa doğru genişler ve duvarın tersinde elverişli bir yarık açar. | TED | إذا كان الرأس الحاد يضغط باتجاه الأنسجة الأداة تمتد للخارج والزوايا تلتصق بالحائط |
Yangın dolabın zemininde başladı, Duvardaki kablolarda değil. | Open Subtitles | لقد نشب الحريق على أرضية الخزانة وليس في التمديدات الكهربائية بالحائط |
Arabanın kontrolünü kaybetmem ya da Duvara toslamam onun umurunda değil. | Open Subtitles | لا يهمه ذلك إن كان سيفقدني التوازن, أو سيقحمني مباشرة بالحائط |
Tüm gün Duvara bakmaktan başka yapabileceği ne var ki? | Open Subtitles | ما الذي حصُلت عليه غيرك يجعلها تُحدق بالحائط طوال اليوم؟ |
Bir seferinde yatakta zıplıyordu ve... düşüp başını Duvara çarptı, dikiş attırmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | ذات مرة قفزت إلى أعلى وأسفل فوق السرير وسقطت وصدمت رأسها بالحائط واضطرت إلى خياطتها بالغُرز |
Çok hızlı gidiyoruz. Duvara çarpacağız. | Open Subtitles | نحن ذاهبون بسرعة كبيرة ، سوف نصطدم بالحائط |
Ne olduğunu anlayamadan Duvara bindirebilirsin. | Open Subtitles | انك ستصطدم بالحائط من غير ان تعلم لذا تمهل بالقيادة |
Duvara kolay asılsın diye arkasını özellikle yaptım. | Open Subtitles | وقد غريت مؤخرة الحمالة لضمان الالتصاق بالحائط |
Sadece sert bir Duvara rastlayana dek yuvarlanıp, gelmiş bir politikacıyım. | Open Subtitles | انني سياسي استمر في طريقه حتي تحطم بالحائط |
hangi alternatifin daha iyi olduğuna karar vermeye çalışırken kafamızı duvarlara vurmamalıyız. En iyi alternatif diye bir şey yok. | TED | لذا فعندما نواجه خيارات صعبة، علينا ألا نضرب رؤوسنا بالحائط في محاولة لتحديد أفضل البدائل. |
Bahsettiğim o hayret verici birliktelikten doğan muhteşem duvarı geçiyoruz: neon "Ristorante" tabelası üzerinde duvarlara işlenmiş güzel oymalar var. | TED | مرورا بالحائط الرائع المليء بالتباين الذي كنت اتحدث عنه محفورات جميلة |
Çocuklar ağlaşırken, o öksüre öksüre dilenecek ve kafasını duvarlara vuracak. | Open Subtitles | وستمضي هي تسعل, وتستجدي, وتدقّ رأسها بالحائط |
İlk önce yumurta dölyatağı borusundan geçerek rahme doğru ilerler sonra da duvarın oraya bitişir. | Open Subtitles | اولا رحلة البيض اسفل قناة فالوب للرحم حيث يربط بالحائط |
Hastalar buradan giriyorlar, yukarıda da ölüyorlar ve aşağıda bodrumda da ölü soğuk bedenlerini duvarın içine koyuyoruz. | Open Subtitles | و بالأعلي يموتون و بالأسفل هو ذلك المكان حيث نضع جثثهم بالحائط |
O zaman Duvardaki delik için 250 pound alacağım. | Open Subtitles | حسنا , سيكلف هذا 250 جنيها ثمن الحفرة التي بالحائط |
Veri tabanında eşleşme bulamadım ama o her kimse, Duvarda kafam kadar bir delik açmış. | Open Subtitles | بحثت عنها في البيانات ولكــن لاشيء وضربت الراس بالحائط |
Camlara yapışmış, cevhere benzeyen bir madde var. | Open Subtitles | هناك مواد مماثلة ملتصقة بالحائط |
Arabayı duvardan uzak tutabilecek mi? İçeri doğru kayıyor. | Open Subtitles | هل سيستطيع ألّا يصتدم بالحائط ؟ |