Koruyucu gözaltında. | Open Subtitles | هذه معلومات مختصة بالحبس الوقائي |
Hayır iyi ama gözaltında . | Open Subtitles | -إنه بخير، إنه بالحبس |
Şu boyacı birkaç altın küpeyi rehin bırakmak istemiş. Karşılığında iki ruble istemiş. Tabii şüphelenmişler ve hapse tıkmışlar. | Open Subtitles | لأنه يؤدي إلى الحقيقة, لكن ما يغيظني أنهم يحترمون أخطاءهم التي يقعون فيها بالطبع, شك فيهما, ثم قرر أن يلقيهما بالحبس |
Ayrıca bir hademeden çaldığı şeylerle bomba yaptığı için de hücreye atılmış. | Open Subtitles | كما أنه زُجَّ بالحبس الفرديّ لتفخيخ قنبلة من أغراضٍ سرقها من البواب. |
Vahşi, şeytani cinayet şüphesi ile derebeylik kanunları çerçevesinde gözaltına alındılar. | Open Subtitles | سيتم وضعهم بالحبس تحت عهة القانون. بعد الشك بقيامهم بجريمةٍ وحشية. |
Hapis hayatı yaşıyor ama yetkinin onda olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | إنهُ بالحبس ويظنّ نفسهُ المسؤول. |
hücrede 30 günün, bu kuşu sakinleştireceğini sanmıyorum, Müdür Bey. | Open Subtitles | لا أظن أن 30 يوما بالحبس المنفرد ستطفيء من نار ذلك الزُريق أيها المدير |
Parmaklıkların ardında olabilirdi ancak kesinlikle hücre hapsinde değildi. | Open Subtitles | هو قد يكون وراء القضبان لكنه لم يكن بالحبس الأنفرادي |
- Yani gözaltında olduğun zamanlarda. | Open Subtitles | -وطوال ذلك الوقت كنتَ بالحبس |
Önümde beni hapse atmak için yanıp tutuşan bir yargıç var. | Open Subtitles | لدي ذلك القاضي الذي يتأهب لأن يزج بي بالحبس |
Eğer beni hapse atmak isteyen takıntılı bir Albay olsaydı ben de gergin olurdum. | Open Subtitles | أتعلم ماذا، لو كانَ هناك كولونيل مهووس يُهددني بالحبس لتوترتُ أيضاً |
Üniformayı görüp hapse tıkılma tehdidiyle karşı karşıya kalınca bu çıtır genç yavrular teklif edeceğim her türlü alternatifi hevesle kabul ediyorlar. | Open Subtitles | نظره واحدة على زيي الرسمي بجانب التهديد بالحبس هو كل ما يتطلبه الامر ليصبحوا خاضعين لي فتوافق بحماس على أي بديل |
Ayrıca bir hademeden çaldığı şeylerle bomba yaptığı için de hücreye atılmış. | Open Subtitles | كما أنه زُجَّ بالحبس الفرديّ لتفخيخ قنبلة من أغراضٍ سرقها من البواب. |
Ve aktivitelerim yüzünden, hapsedilmemin yedi buçuk yılı boyunca, tek başıma bir hücreye kapatıldım. | TED | وبسبب نشاطاتي، انتهى بي الأمر بالحبس الانفرادي لمدة سبع سنوات ونصف من مدة حبسي. |
Hücre arkadaşının bacaklarını kırmış, dolayısıyla 1 yl tek kişilik hücreye tıkmışlar. | Open Subtitles | حطم قدم رفيقه بالزنزانة لذا. وضعوه بالحبس الإنفرادى |
- Veya benzer şeklide bırakırım ama federal şeriflere haber veririm, koruyucu gözaltına alırlar, Markham'ın yanına yaklaştırmazlar. | Open Subtitles | -أو ربما يمكنني تسليمك لرجال المارشل .. لوضعك بالحبس الإحتياطي، ,حتى لا يقترب منك أبداً |
Silver'i gözaltına aldırmam gerekiyor. | Open Subtitles | أريد أن أضع (سيلفر) بالحبس. |
"Hapis hayatı yaşıyor." | Open Subtitles | هو من بالحبس، هو من بالحبس |
- Hapis hayatı yaşıyor. | Open Subtitles | -هو بالحبس |
- Hapis hayatı yaşıyor. | Open Subtitles | -هو بالحبس |
Kaşığını kaybeden, geceyi hücrede geçirir. | Open Subtitles | من يضيع ملعقته . سيقضى ليلة بالحبس الإنفرادى |
Ev hapsinde olduğunu farz et. | Open Subtitles | -الأن أعتبرى نفسك مُعاقبة بالحبس فى المنزل |