"بالخبر" - Translation from Arabic to Turkish

    • haberleri
        
    • haberle
        
    • haberi
        
    Doktor iyi haberleri verdi. Open Subtitles يا الهي الطبيب اخبرني بالخبر الرائع أجل و قال ايضاً ان نتائجها تبدو جيده
    haberleri iletmeleri için şehre birkaç elçi gönderin. Open Subtitles وإرسال بعض المقدمات في المدينة لأخبارهم بالخبر
    Arkadaşının iyi haberleri kendisine saklayabilmesine şaşırdım. Open Subtitles انا متعجب لان صديقتك اكتفت بالخبر لنفسها
    Bülteni sansasyonel bir haberle açıyoruz. Open Subtitles لنبدأ بالخبر الأبرز المشاهد كان على مقدرة
    Tamam. O zaman ben de sana büyük haberi veremem. Open Subtitles لا بأس, لكن حينها لن أستطيع أن أخبركِ بالخبر الكبير
    Renee iyi haberleri az önce söyledi, ve ben de sırrımı sakladığın için sana teşekkür etmek istedim. Open Subtitles رينيه أخبرتني للتو بالخبر الجيد و أردت ان اشكرك لحفاظك على سري
    haberleri bizzat getirmiş olmanız çok zarif. Open Subtitles من الكريم جداً أن تأتي بنفسك لإعلامي بالخبر.
    Beth ile ilgili kötü haberleri duymadın. " Open Subtitles ربما لم تسمع بالخبر المحزن برحيل بيث
    Beth ile ilgili kötü haberleri duymadın. " Open Subtitles ربما لم تسمع بالخبر المحزن برحيل بيث
    Ne kadar mutsuzsa, haberleri öğrenince o kadar sevinir. Open Subtitles كلما استاء، كلما سيسعد بالخبر السار
    İyi haberleri duyduğumdan emin olmak istedi herhalde. Open Subtitles أرادت أن تتأكد من إعلامي بالخبر السعيد
    Muhtemelen geri dönüp onlara iyi haberleri vermeliyim. Open Subtitles حسـنا لنعد اليهم ونخبرهم بالخبر الجيد
    - Gidip ona iyi haberleri verebilirsin. Open Subtitles -يمكنك أن تذهب وتبشرها بالخبر السار
    haberleri duyduğundan beri kendini odasına kapattı. Open Subtitles {\pos(192,220)} الفتى ما زال في الغرفة منذ أن سمع بالخبر
    İyi haberleri duydum. Open Subtitles لقد سمعت بالخبر الجيد
    İyi haberle başlamıştım. Open Subtitles لقد بدأت بالخبر الجيد
    Caroline partide bana bu haberle sürpriz yaptığında ben de ona sürpriz yapacağım. Open Subtitles عندما (كارولين) سوف تفاجئني بالخبر الكبير اثناء الحفلة, سوف افاجئها
    Evet , düğünün hemen ertesi günü Lady Susan mutlu haberle ilgili ipucunu vermişti zaten hemen sonra doğruluğu ortaya çıktı. Open Subtitles في الصباح التالي للزفاف لمّحت الليدي (سوزان) بالخبر السعيد
    Ancak ek bir şeyler paylaşmak isteyip istemediğini merak ettim, çünkü bu haberi bu konuşmayı yapmaya gelmeden hemen önce aldığını biliyoruz. TED لكنني كنت أتساءل إن كنت تريد أن تتقاسم معنا أية أفكار إضافية، لأننا نعلم أنك سمعت بالخبر قبيل عرضك لهذه المحادثة.
    Market ve hissedar baskısı yoktu, çalışanlar o kadar şaşırdılar ki haberi duyunca gözyaşlarına boğuldular. TED لم يكن هناك ضغط من سوق أو مستثمرين و قد تفاجأ الموظفون لدرجه أنهم ذرفوا دموعأ عندما سمعوا بالخبر
    Bu iyi, çünkü iyi haberi anlatmadan önce, akademik alanda sizi biraz gezintiye çıkarmak zorundayım. TED جيد، لان قبل أن آخبركم بالخبر السار، سوف أقوم برحلة من خلال بعض التضاريس الأكاديمية قليلاً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more