"بالسؤال" - Translation from Arabic to Turkish

    • sormaya
        
    • sorabilir
        
    • sorup
        
    • sorarak
        
    • sormak
        
    • sorarsa
        
    • sordum
        
    • soracağım
        
    • sordu
        
    • sormama
        
    • Sormamın
        
    • soruyla
        
    • soruyor
        
    • soruya
        
    Sorular sormaya devam ettim ve-- sonunda da burnumu soktuğum yerden çıkartıldım. Open Subtitles أستمريت بالسؤال والسؤال اخيرا دسست انفى فيما لا يعنينى
    Ben yolumda giderken bu adama beni durdurup karısını sormaya başladı. Open Subtitles أوقفني بجانب الطريق وبدأ بالسؤال عن زوجته
    Hangi trendi o sorabilir miyim? Open Subtitles أي قطار كان؟ إن سمحت لي بالسؤال وأين تم البحث؟
    Bir saatten fazladır orada. Sizi sorup durdu. Open Subtitles بقي هناك لمدة ساعة تقريبا مستمر بالسؤال عنك
    Bugünden sonra, ne demek istediğini sorarak sana hakaret etmeyeceğim. Open Subtitles بعد ما حصل اليوم، لن أهينك بالسؤال عما تعنيه
    Eğer yalnızca nasıl olduğuna dair fikir sormak isterseniz biliyorsunuz, herkes kafasında canlandırabilir. TED إذا قمت فقط بالسؤال عن وجهة نظر عن كيفية تفسير كل شخص لذلك.
    OK, Yapalım şunu,ama herhangi biri sorarsa,bunu sen yaptın , OK? Open Subtitles حسنُ، لنقوم بذلك ولكن لو قاموا بالسؤال أنت من قام بذلك، حسناً؟
    Cevapları asla bulamayacağımızı bilsek bile sorular sormaya devam etmeliyiz. Open Subtitles حتى عندما نعلم اننا لن نجد الأجوبه علينا ان نستمر بالسؤال
    Ne yapacaksın, sormaya devam mı edeceksin? Open Subtitles ماذا إذاً ؟ هل ستواصل الإلحاح عليها بالسؤال ؟
    Ya onunla ilgili sorular sormaya başlarlarsa? Open Subtitles وماذا سيحدث اذا بدأوا بالسؤال عن من تكون
    Bunları cevaplayabilirim ama daha sonra annem hakında sorular sormaya başlayacak. Open Subtitles يمكنني ان اجيب عن ذلك لكنه بدأ بالسؤال عن امي
    Niye çocukları götürdüğünüzü sorabilir miyim? Open Subtitles هل تسمحين لي بالسؤال لم أخذت الاولاد الى مكان اخر ليعيشوا به؟
    Doktor günlerce yatakta olduğunu söyledi. Niye çocukları götürdüğünüzü sorabilir miyim? Open Subtitles هل تسمحين لي بالسؤال لم أخذت الاولاد الى مكان اخر ليعيشوا به؟
    Bu bilgiyi neden aradığınızı sorabilir miyim? Open Subtitles هل لي بالسؤال عن سبب سؤالك عن هذه المعلومات؟
    Onu nereye götürdüklerini sorup duruyoruz ama daha nedenini merak etmedik bile. Open Subtitles نحن نستمر بالسؤال الى اين اخذوها ولم نسأل لماذا
    Belki de sorarak fazla ileri gidiyorum fakat senin bu adam yeryüzünün neresinde? Open Subtitles ربما أتخطى حدودي بالسؤال لكن أين على الأرض الرجل الخاص بك؟
    Dürüst olmak gerekirse, bu tarz detayları sormak için kötü bir tavır. Open Subtitles و لأكون صريحاً فمن السئ أن تقومي بالسؤال عن مثل هذا التفصيل
    Yani, eğer sorarsa, her şey yolunda. Benim tarzım işe yarıyor. Open Subtitles أعني, إذا قام بالسؤال , فكل شئ على مايرام, مع أسلوب عملي
    İnan hepsini sordum. Epey eğlenceli bir konuşmaydı. Open Subtitles لا، صدّقني، قمتُ بالسؤال كانت هذه نقاشات فكاهية
    Şimdi, görünen o ki oyun soracağım ilk soruyla sona erecek. Open Subtitles والآن، في كل الاحتماليات، اللعبة ستنتهي بالسؤال الأول في هذه الجولة.
    Michael'ı bize öneren kişi Tom'la bana sordu, "Onun hakkında fikriniz ne?" TED لذلك توجه الشخص الذي انتدبه بالسؤال إليّ وإلى توم "ما رأيكم بمايكل؟"
    Acaba neden, sormama izin verin lütfen, ağaçlar bu kadar kötü haldeler? Open Subtitles ولماذا, إذا سمح لي بالسؤال لماذا الأشجار في مثل هذه الحالة السيئة؟
    Sormamın bir sakıncası yoksa, arkada ne taşıyorsun? Open Subtitles ماذا لديك في الخلف ان كنت لا تمانع بالسؤال ؟
    Henüz hiçbir şey. Sürekli bunun senin haçIı seferlerinden biri olup olmadığını soruyor. Open Subtitles لا شيء حتى الآن، إنها تستمر بالسؤال عما إذا كانت هذه إحدى مخططاتك
    Şu bana sorduğun soruya kafa yoruyordum bir süredir. Open Subtitles أتعلمين ؟ لقد كنت أفكر بالسؤال الذي سألتنيه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more