eğer yüzünüzde "Çok acelem var" ifadesi Olursa, istediğiniz kadar hızlı koşabilirsiniz. | Open Subtitles | إن كانت ملامحك تقول أنا على عجل.. فيمكنك الجري بالسرعة التي تريد |
Hayatına geri döndüğü an kadar hızlı olarak... hayatından çıkarılamayacağını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | تعتقد أنه لا يمكن أن تؤخذ من حياتك؟ بالسرعة التي دخلت فيها |
Belki de değişimi oldukları kadar hızlı sürdüremiyorlar. | TED | فليس من الممكن أن تستمر الأشياء في التغير بالسرعة التي هي عليها. |
Solucanlar bizim kaçtığımız kadar hızlı kaçamazlar. | Open Subtitles | الديدان لا يمكنها الركض بالسرعة التي قمنا بها |
Yanıtlara ihtiyacım var. FBI benim alışık olduğum hızda çalışmıyor diyelim. | Open Subtitles | أحتاج لإجابات، لنقل أن المباحث الفيديرالية لا تعمل بالسرعة التي تعودت عليها |
Düşünsene, evlat. Ne kadar hızlı gidersek, o kadar erken bitiririz. | Open Subtitles | فكر في الأمر يا بني بالسرعة التي ننطلق سوف نصل في وقت قليل |
kaçabildiğin kadar hızlı kaç nerede olduğunu unut lütfen masanda beni istemiyorsun öyleyse kapıyı çalarsam içeri alma. | Open Subtitles | أجرِ بالسرعة التي تستطيع أرجوك أنسَ أين كنت أنت لا تريدني على طاولتك |
Sonic Boom değildi. O kadar hızlı değil sanırım. | Open Subtitles | لا كسر لحاجز الصّوت، لست إذن بالسرعة التي تصوّرتها. |
Gidebildiğin kadar hızlı gidersin önüne bir şey çıkarsa dönersin. | Open Subtitles | لماذا هذا الأمر صعب ؟ فلتقد بالسرعة التي يمكنك الوصول إليها |
O kadar çok değil ve sana yetecek kadar hızlı değil. | Open Subtitles | لم تتغير الدنيا كثيرًا، ولا بالسرعة التي تحتاجينها |
Okuyabildiğim kadar hızlı okuyorum. | Open Subtitles | أستطيع القراءة فقط بالسرعة التي أقرأ بها |
Paslanmışsın. Eskisi kadar hızlı değilsin. | Open Subtitles | أنت صدئ,أنت لم تكن بالسرعة التي كنت عليها |
Senin arzu ettiğin kadar hızlı işlemiyordu. | Open Subtitles | لم تكن تعمل بالسرعة التي تريدها أن تعمل بها. |
Tamam, Duke ne kadar hızlı sürerse o kadar hızlı gelirim. | Open Subtitles | أجل, أنا سوف سأكون هنالك بالسرعة التي يقود بها دوك |
Ya paramparça olduğu kadar hızlı iyileşiyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو كان بإمكان أحدهم أن يتعافى بالسرعة التي يتمزق بها؟ |
Araştırmam umduğum kadar hızlı gitmiyor. Ve onu kurtarabileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | لا تسير أبحاثي بالسرعة التي تمنيتها، ولا أعرف إن كنتُ أستطيع إنقاذها. |
İstediğim kadar hızlı olmadığımın farkındayım. | Open Subtitles | انظروا، أنا أعرف أنني ليس بالسرعة التي أريد أن أكون، |
İyileşeceksin ama beklediğin kadar hızlı değil. | Open Subtitles | ستشفى لكن ليس بالسرعة التي اعتدتها. |
Elde bulunan sondaj teknolojisi, bu kadar sert ve derinde bulunan kayaları işçilerin hayatını kurtaracak hızda delecek kapasiteye sahip değildi. | TED | ولا يوجد تقنيات حفر مصنعة لديها القدرة على اختراق تلك الصخور صخور بتلك القساوة وذلك العمق بالسرعة التي تمكنهم من إنقاذ حياة المحتجزين. |
Bak, BIOS ve donanımı istediğimiz hızda çalıştırarak test etmek için bize bir adet 12.5 megahertz 286 lazım ama henüz çıkmadı. | Open Subtitles | أترى, لفحص الـ(بيوس) و القطع بالسرعة التي نهدف إليها, (نريد وحدة معالجة (إنتيل بسرعة 12 و نصف ميجاهرتز |
Sizin istediğiniz hızda gidemez. | Open Subtitles | -لكن ليس بالسرعة التي تريدها |