| Öncelikle bana teklif ettiniz için onur duyduğumu ama çıktığınız için bana hava atmanızı biraz duyarsız bulduğumu söylemeliyim. | Open Subtitles | بالموهبة بما أنكِ موهوبة جداً أولاً, أنا أشعر بالشرف لمجيئكم لي أولاً لكني أظنه من غير الأدب من جانبك |
| Sicilya'nın bu pitoresk köşesince niceleri onur adına öldürüldü. | Open Subtitles | في هذه الزاوية الخلابة من صقلية مات العديد بأسباب متعلقة بالشرف |
| Savaş şimdiye kadar onur ve gerçek ve adalete bağlı cesaretle yürütüldü. | Open Subtitles | حتى الان كانت الحرب ملتزمه بالشرف والشجاعه |
| şeref duydum! Ama ortada politik bir sorun var. | Open Subtitles | بالطبع أشعر بالشرف ولكن هنالك مشكلة سياسية صغيرة |
| Ama bu onuru ben duyarsam daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | لكننا فكرنا انه سيكون افضل اذا حظيت انا بالشرف |
| Asil, onurlu ve saygın bir insan gibi hareket edeceğinize yemin ettiniz. | Open Subtitles | لقد تعهدتم بأن تقودوا أنفسكم بالشرف والأحترام |
| Kızımı istemekle bahşettiğiniz şerefi hissetmeyecek kadar duygusuz değilim. | Open Subtitles | هل تعتقد أننى لا أشعر بالشرف الذى تقدمه لي بطلب الزواج من إبنتي |
| Bundan pek onur duyulacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أي واحد كُلّ ذلك من المحتمل للشُعُور بالشرف. |
| Sadece onur değil. Denge için de gerekli. | Open Subtitles | حسناً ، المسألة لا تتعلق بالشرف فقط إنه أيضاً رائع بالنسبة للتوازن |
| Kıymetli kızıma da aynı onur ve saygıyla davranacağınıza inanıyorum. | Open Subtitles | أتوقع أن تعامل إبنتي الغالية بالشرف والإحترام |
| onur duydum majesteleri lakin kabul edemem. | Open Subtitles | أشعر بالشرف , جلالتك ولكن لا يمكنني قبول ذلك. |
| Öğrendiğimiz ilk kelimeler, onur ve sadakattir. | Open Subtitles | الكلمات الأولى التي نتعلمها هي الأيمان بالشرف والولاء |
| Hayatı sorumluluk olmadan hesap vermek zorunda olmadan, mecburiyet hissi, görev anlayışı onur anlayışı ve pişmanlık olmadan yaşamak güzel olmalı! | Open Subtitles | لتعيش بلا مسؤوليات ولا حسابات ولاشعورٌ بالإلتزام ولاشعور بالواجب ولا إحساس بالشرف |
| Sadece yanında çalışmaktan onur duyarım. | Open Subtitles | سأشعر بالشرف ببساطة بمُواصلة العمل إلى جانبك |
| İşte. Bu onur senin olsun. Düğmeye sen bas. | Open Subtitles | تفضل.احظي بالشرف و اضغطي على صمام الإطلاق بدلاً عني |
| Hareket emrini verirseniz, şeref duyarım. | Open Subtitles | سأحظى بالشرف إنْ أعطيتني الأمر ببدء الرحلة. |
| Kendisi şeref, sadakat ve benzeri tüm çöp duygulara sahiptir. | Open Subtitles | هو مليئ بالشرف, الولاء وقمامة من ذلك النوع |
| şeref duyarım baba. | Open Subtitles | لقد حظيت بالشرف يا أبتاه ...ولن أفوّت هذا الأمر |
| Siz Castiler onuru cidden önemsiyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم أيها الكاستيان تبالون كثيراً بالشرف |
| Tyre'da hala Sateda onuru bulunuyor. | Open Subtitles | تيري مازال يمتلك احساس استادين بالشرف |
| Makul miktarda kan dökebilirsiniz, ama yaşayın, yaşayın ki bir gün arenada zaferle ve onurlu bir şekilde ölün! | Open Subtitles | سَفكالدماءعلىالرمال... الأن كي تعيش إلى ذلك اليوم حيث تَموت بالشرف و النصر فى الساحة. |
| Peki bu şerefi neye borçluyum? | Open Subtitles | حسناً , إلى ماذا أدين بالشرف لك |
| Belki o Sateda onurunu Ronon'ı bulmak için kullanabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا استخدام احساس استادين بالشرف ليساعدنا في ايجان رونين |
| Tüm bunları kimin bu şerefe nail olacağını seçmek için yaptık. | Open Subtitles | كلّ هذا ليتسنّى لنا انتقاء من سيحظى منكم بالشرف. |
| - Ev sahipliği yapmak ister misiniz? | Open Subtitles | اتريد ان تحظى بالشرف ؟ |