"بالشعور" - Translation from Arabic to Turkish

    • hissetmeye
        
    • hissediyorum
        
    • hissetmek
        
    • duygusu
        
    • düşünmeye
        
    • Hislerimle
        
    • hissederek
        
    • hissetmene
        
    • hissetme
        
    Birisinin yanında kendimi rahat hissetmeye başladığımda eşyaları toplayıp, bir sonraki şehre gitme vaktiydi. TED في كل مرة أبدأ بالشعور بالارتياح لشخص ما، تكون تلك الفترة التي عليها أن نجمع حقائبنا لننتقل للمدينة التالية.
    Bak Roz, kampanyayla ilgili kendimi biraz rahatsız hissetmeye başladım. Open Subtitles بدأت بالشعور بعدم الارتياح حول هذه الحملة
    O bunu der demez... kendimi çok tuhaf hissetmeye başladım. Open Subtitles بمجرد قال ذلك بدأت بالشعور بالضحك كالجحيم
    Ayrıca hayatımda ilk kez, her şeyin nihayet yoluna gireceğini hissediyorum. Open Subtitles وانا بدأت بالشعور للمرة الأولى أخيراً, أن كل شيء سيكون بخير
    "çünkü çabucak enerji kazanmak ve iyi hissetmek için ona ihtiyacın var." Open Subtitles لاجل ان تحصل على طاقة بسرعة وتشعر بالشعور الجيد
    Şimdi kendinizi sağlıklı, mutlu, çevreniz sevgi ile sarılmış hissetmeye başlayabilirsiniz, Open Subtitles يمكنك أن تبدأ الآن أن تشعر بالعافية يمكنك أن تبدأ بالشعور بالازدهار يمكنك أن تبدأ بشعور الحب الذي يحيط بك
    Ben sayarken siz kendinizi yorgun hissetmeye başlayacaksınız. Open Subtitles وبينما انا اعد ستبدأون بالشعور بالتعب ببطئ
    Senin yaşına gelen insanlar ölümü hissetmeye başlar. İşte bu. Open Subtitles والرجل الذي يكبر في العمر يبدأ بالشعور بقرب موته
    Birden kendimi kötü hissetmeye başladım. Open Subtitles شبشبي ، وفجأة أبدأ بالشعور بالسوء من نفسي
    El ve ayaklarında karıncalanmalar hissetmeye başlaman lazım. Open Subtitles يجب أن تبدأ بالشعور بدغدغة في نهايات أطرافك
    Kısa bir süre sonra etkilerini hissetmeye başlayacaksınız. Open Subtitles سوف تأخذ بضع لحظات قبيل البدء بالشعور بالنتائج
    Ama daha önce utanıyordum ve yine böyle saklanmamız gerekecekse yine öyle hissetmeye başlayacağım. Open Subtitles وأذا كان علينا أن نختبئ هكذا طوال الوقت سأبدأ بالشعور بتلك الطريقه مره أخرى
    Burada sadece benim suçlu hissetmeye hakkım var. Open Subtitles أنا الوحيد المسموح له بالشعور بالذنب هنا
    Böyle hissetmeye hakkın var. Gel buraya. Gel. Open Subtitles مسموح لك بالشعور هكذا لكن اسمعيني هذا لم ينتهي
    Ama ona karşı kızgın hissetmeye başladığında onun yorgun olduğunu, fazla çalıştığını ve muhtemelen çatacak birini aradığını düşün. Open Subtitles تبدء بالشعور بالغضب منه تذكر انه مرهق ومجهد, وقد يكون محتاج لشخص للتنفيس عنه
    Evet, senin hayatta kalacağını hissediyorum. Open Subtitles نعم ، اعتقد انها طريقتك بالشعور بأنك على قيد الحياة.
    Bu güzel. Öfke. Demek ki hissetmek istiyorsun. Open Subtitles هذا جيد، إنّه الغضب، هذا يعني أنّك ترغبين بالشعور.
    Pelerinin senin ölümüne yol açtığını anladığında, suçluluk duygusu tüm benliğini kapladı. Open Subtitles عندما أدركت أن العباءة قد صيرتك للموت قد كانت مغلوبة بالشعور بالذنب
    Tam onun yardımcı kızı olduğumu düşünmeye başlıyordum Open Subtitles كنتُ قد بدأتُ بالفعل بالشعور بأنّي الفتاة التي يلجأ إليها
    Hislerimle. Open Subtitles بالشعور.
    Problemleri genelde bir şeyleri hissederek çözeriz. TED نحن عادةً ما نحل المشاكل بالشعور بالأشياء.
    Bu mükemmel baba için muhtemelen gömmüş olduğun öfke ve incinmişlik duygusunu hissetmene izin versen? Open Subtitles لو سمحتِ فعلاً لنفسك بالشعور بالأذى والغضب الذي لربما دفنتِه لهذا الأب المثالي؟
    Ancak sağlıklı insanlara verildiğinde onların halihazırda tanıdıkları ve önemsedikleri insanlara karşı bağlı hissetme kabiliyetlerini etkiledi. TED ولكن عندما يُعطى لأشخاص أصحاء، فإنه في الواقع يتدخل مع قدرتهم بالشعور بالارتباط مع أشخاص يعرفونهم من قبل ويهتمون بهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more