"بالشيء الصحيح" - Translation from Arabic to Turkish

• doğru şeyi
• doğru olanı
• doğru olan şeyi
• de doğru

Bu çocuğun doğru şeyi yapmasını bekleyerek kimseye bir iyilik yapmıyorsun.
لكنك لا تخدم أحداً هنا بإنتظار الفتى أن يقوم بالشيء الصحيح

Aslında şunu diyorsun: Haklara ihtiyaç duyacağımı düşünmüyorum ve ben bu insanlara güveniyorum hakları bir kenara bırakalım, onlar önemli değil istihbaratçılar doğru şeyi yapacaktır.
أنت تخبرهم أنك لست بحاجة إليها. إذن أنا واثق أنه سيتم التخلص منها لأنها غير مهمة هؤلاء الأشخاص سيقومون بالشيء الصحيح

Twitter'daki arkadaşlarım şunu fark etti ki sözcüklerim agresif ve kırıcı da olsa doğru şeyi yaptığıma samimi olarak inanıyordum.
أدرك أصدقائي على تويتر أنه حتى لو كانت كلماتي جارحة وقاسية، فقد كنت مؤمنة أنني أقوم بالشيء الصحيح.

Ödüllendirmeye ve primlere abartıyla başvurmak, ahlaki irademizin yerini alıp "doğru olanı yapma" isteğimizi yok ediyor.
ومما يُفسد الإرادة الأخلاقية الاحتكام المستمر للحوافز الذي يدمر رغبتنا في القيام بالشيء الصحيح.

Bir Kraliçe olarak doğru olanı yaptığımı ümit ediyorum,
كملكة استطيع ان آمل فقط اني اقوم بالشيء الصحيح

Eminim doğru olan şeyi yaptığını düşünüyorsundur.
أنا متاكد من أنك تعتقد أنك تقوم بالشيء الصحيح

doğru şeyi yapanlar sadece sondajcılar değildi.
ولم يكن المستكشفون فقط الذين قاموا بالشيء الصحيح.

doğru şeyi yapınca böyle oluyor sanırım.
أعتقد إت هذا ما يحصل عندما تقوم بالشيء الصحيح

doğru şeyi yapıyor muyum?
أتعتقد أنني أقوم بالشيء الصحيح ، مايلز ؟

Bu büyük adımı atmadan doğru şeyi yaptığımdan emin olmalıyım.
علي التأكد من أنني أقوم بالشيء الصحيح قبل الإقدام على مثل هذه الخطوة الكبيرة

Benden doğru şeyi yapmamı bekliyorsunuz ve ben de elimden geleni yapacağım.
أنتم تتوقعون مني القيام بالشيء الصحيح و انا أبذل قصارى جهدي

doğru şeyi yapacağınıza inanıyorum bakanım.
وأنا واثق سيدي الوزير من أنك ستقوم بالشيء الصحيح

doğru şeyi yapmaya çalıştığını biliyor.
أنه يعلم أنك كنت تحاول القيام بالشيء الصحيح

Akıllı olduğun için ve doğru şeyi yaptığın için ödüllendiriliyorsun.
تكافأ على ذكاءك, و على قيامك بالشيء الصحيح

Ben seni ayarttım ve sen de doğru şeyi yapıp beni eve gönderdin.
تدنيت في جميع أنحائي لأنجح ، و أنت تقوم بالشيء الصحيح و ترسلني للمنزل

Kızkardeşin için doğru olanı yapmamıza yardım et.
ساعدنا في القيام بالشيء الصحيح من اجل أختك

Ve doğru olanı yapmaya çalıştı. Bu yüzden öldü.
وحاول القيام بالشيء الصحيح وإنتهى به الأمر بالموت

Bunun için sana kızgın değilim. doğru olanı yaptın.
لست غاضبة لأنك صنعت الجهاز قمت بالشيء الصحيح

Şimdi ben de iki tane evlat edindim. Burada doğru olanı yapmaya çalışıyorum.
والآن تبنيت طفلين وأحاول القيام بالشيء الصحيح من أجلهما

Bak, ben sadece burada doğru olan şeyi yapmaya çalışıyorum ve neye bulaştığını bilmeni istiyorum.
أحاول القيام بالشيء الصحيح هنا واريدكِ فقط ان تعرفي ما تقحمين نفسكِ فيه

İstediğin şey o olmasa bile, doğru olan şeyi yapmalısın.
.. حسنًا؟ يجب أن نقوم بالشيء الصحيح حتى لو لم يكن ما نريده