"بالصحة" - Translation from Arabic to Turkish

    • sağlık
        
    • sağlıklı
        
    • sağlığa
        
    • sağlığı
        
    • sağlıkta
        
    • sağlıkla
        
    • sağlığına
        
    • sağlığını
        
    • sağlıklıyken
        
    Eğlencenin, enerji üretiminin, işin ve sağlık hizmetlerinin merkeziydi. Burası bebeklerin doğduğu ve insanların öldüğü yerdi. TED كانت مركز الترفيه ، انتاج الطاقة ، العمل ، مركز العناية بالصحة. حيث يولد الأطفال ويموت الناس.
    Sadece sağlık ve güvenlikle ilgilenecek. bir büyükanne olacak. TED و هناك جدة واحدة تهتم بالصحة و السلامة.
    Sizin temsil ettiğiniz çoğu ülke, benim geldiğim yer de dahil olmak üzere sağlık hizmetlerinin masrafıyla boğuşuyor. TED عدد من الدول التي أتيتم منها ومن حيث أتيت أنا في صراع مع تكاليف الرعاية بالصحة.
    Hâlâ hayatta, 30 yaşında ve sağlıklı. TED ومفعمة بالحياة وتتمتع بالصحة وهي في الثلاثين من عمرها.
    Ve ABD'den daha sağlıklı. TED و هي أكثر إهتماماً بالصحة من الولايات المتحدة.
    Araştırmaların sigaranın sağlığa zararlı olduğunu gösterdiğini biliyorsun. Open Subtitles الدراسات تشير إلى أن التدخين ضار جداً بالصحة
    Hayatımız boyunca travma yaşayacağımız bir dünyada ruh sağlığı konusunda uzman birine ihtiyacımız olacak. Open Subtitles نحن بحاجة لمختص بالصحة العقلية البشر سيصابون للصدمة لبقية حياتهم
    Bu bizi sağlıkta benim "sorma, söyleme" yaklaşımı dediğim ikinci bir olguya getiriyor. TED ذلك يقود إلى ظاهرة ثانية والتي أسميها منهجية “إن لم يتم سؤالك فلا تخبر” إلى مسائل المنبع في العناية بالصحة
    O yüzden bir soru soralım, mesela sağlıkla ilgili bir soru. TED لذا لنجرب أن نسأله سؤالا مرتبطًا بالصحة.
    Bu, mikroplarımızın sadece sağlık açısından nerede olduğumuzu saptama konusunda değil aynı zamanda hastalıkların tedavisinde de bize yardım ettiklerini gösteriyor. TED حسنا ، اتضح ان المايكروبات لا تكمن اهميتها فقط في معرفة اين نقع في ما يتعلق بالصحة لكنهم يستطيعون فعلا معالجة الامراض.
    Destek olduk ve nihayetinde Gen İttifakı'na öncü olduk: sağlık savunması, hasta savunması araştırma ve sağlık örgütleri ağı. TED و لذلك ما فعلنا قادنا آخيراً لصنع التحالف الجيني و هو شبكة تأيد الصحة و صحة المريض منظمات تُعنى بالصحة و البحث معاً
    Onların bakış açısına göre, bu seçimlerin sağlık ile hiçbir alakası yok; sadece sevdikleri için seçiyoralr. TED ومن وجهة نظرهم، أن هذه الاختيارات ليس لها علاقة بالصحة. هم فقط يُعجبهم ما يُعجبهم.
    Ortalama bir tıp öğrencisi eğitimi boyunca tüm zamanının yalnızca beş saat kadarını LGBT sağlık ihtiyaçları hakında eğitim alarak geçiriyor. TED الآن، طالب الطب العادي يقضي حوالي 5 ساعات يتعلم عن الاحتياجات المتعلقة بالصحة المثلية عندما يكونون في كلية الطب.
    İnsanlardan bize sağlık faturalarını söylemelerini istedik. TED ثم سألنا الناس عن فواتيرهم المتعلقة بالصحة.
    Bu, ebeveynlere çcouklarının boyunu, göz rengini zekasını, sosyal yetkinliklerini ve diğer sağlık dışı özelliklerini belirleme şansı veriyor. TED يسمح هذا للأبوين بتحديد طول طفلهم، لون العينين والذكاء والكفاءة الاجتماعية وغيرها من الخصائص غير المتعلقة بالصحة.
    sağlıklı ve güvenilir. İyi ve dayanıklı bir kadın. Open Subtitles وهي امرأة طيب وصلبة تتمتع بالصحة ويعتمد عليها
    sağlıklı besin satan yerdeki yağmur suyu zımbırtısını kullanıyorsun. Open Subtitles تستعملين ذلك العشب المائي الغريب الذي يبيعونه في متاجر الإعتناء بالصحة
    sağlıklı olmak prensiplerime aykırıdır ama benden bunu isteme. Open Subtitles التمتع بالصحة يخالف مبادئي، لكن لا تطلبي مني ذلك.
    Bu ülkede hiçbir zaman sağlıklı olamadık. Open Subtitles دائماً أقول أنه ليس عندنا في بلدنا عناية بالصحة
    "Sigara sağlığa zararlıdır", değil. Open Subtitles حسنا ليس فقط السجائر مضرة بالصحة
    Pek çoklarına verdiğiniz sağlığı Tanrı size bahşetsin. Open Subtitles فلينعم عليك الرب بالصحة التي أسبغتها على أناس عديدين.
    Yaşadığın sürece onu seveceğine, onurlandıracağına, diğer herkesten vazgeçip, ona sadık kalacağına, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek bu kadını yeniden eşin olarak kabul ediyor musun? Open Subtitles أتجدد التزامك بهذه المرأة لتكون زوجتك لأن تحبها وتكرمها وتحسن لها وتحافظ عليها بالصحة والمرض والتنزه عن كل الأخريات وتكون وفياً لها طوال حياتكما معاً؟
    Ölümün kapısındaydım ve şimdi sağlıkla parlıyorum. Bu nasıl bir mucize? Open Subtitles لقد كنت على مشارف الموت والأن متؤهجة بالصحة , أى معجزة تلك ؟
    Onun durumundan ilham alarak üniversitemde mezunlarla, ruh sağlığına özel ilgi duyanlarla birlikte grup kurulmasına katkı sağladım. TED مستمداً الإلهام من محنته، ساعدت في إنشاء مجموعة خريجي المهتمين بالصحة النفسية في كليتي.
    Evraklar, çoğu yaşlı müvekkillerimizin akıl sağlığını sorgular nitelikte. Open Subtitles وثائق تشكك بالصحة الذهنية لموكلينا العجزة..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more