Beyinsapının kırmızı bölümünde oluşan Hasar sonucu şuurlu olma halinizi yitirmişsinizdir. | TED | لديك ، في الواقع ، فقدان للوعي عندما تصيبه بالضرر الى ان يصل تلك المنطقة الحمراء من جذع الدماغ. |
Yangında bir kişi öldürüldü, çok sayıda yaralı var. Hasar yarım milyon dolar civarında. | Open Subtitles | العديد من المصاب و نصف مليون دولار جدير بالضرر سبب، |
Zehirli bir kadın üzerinde, Hasar kontrolü yapmam gerekti. | Open Subtitles | كان هناك حالة التحكم بالضرر على امرأة مسمومة |
Ve yolunda ilerlerken, ona vereceğin hasarı umursamıyorsun. | Open Subtitles | و أنت لا تهتم بالضرر الذي ستحدثه لها طوال حياتها |
Onu indirirse en büyük hasarı vermiş olur. | Open Subtitles | يُمكنها ان تقوم بالضرر الأكبر اذا اتلفت هذا |
Olası bir kovuşturmanızın bu ülkeye vereceği zararı hatırlatmama gerek yok sanırım? | Open Subtitles | لا تحتاجين إليّ لأخبركِ بالضرر الذي ستحدثه مقاضاتك جنائياً بهذه البلاد |
Avukatımızı arayıp Hasar kontrolü yapmaya başlayacağım. | Open Subtitles | سأتصل بمحامينا وأبدأ بمحاولة التحكم بالضرر الواقع |
ODESSA HALK KLİNİĞİ Sağ tarafta bir Hasar olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أشعر بالضرر في الطرف الأيمن هنا |
Bak, Nick, işimin yarısı Hasar dizginleme. | Open Subtitles | أنظر، نيك، نصف شغلي هو التحكم بالضرر |
Mide asidi vereceği kadar Hasar vermiş. | Open Subtitles | أحماض المعدة قامت بالضرر |
Tamam, Hasar kontrolü. | Open Subtitles | حسناً , التحكم بالضرر |
Çünkü Hasar çoktan verildi. | Open Subtitles | لأنك قمت بالضرر مسبقاً |
Hasar kontrolüne ihtiyacın var. | Open Subtitles | أنت تحتاج إلى التحكم بالضرر |
Hasar raporu, hemen! | Open Subtitles | أريد تقريراً بالضرر الآن |
- Hasar raporu! | Open Subtitles | ! أريد تقريراً بالضرر - ! |
- Öyle mi? Ne olacak o zaman? - Hasar kontrolü. | Open Subtitles | -التحكم بالضرر |
Fakat yaparsak, Japonlara vereceği hasarı düşünün. | Open Subtitles | لكن فكر بالضرر الذي سنلحقه باليابانيين. |
İkisinin beraber vereceği zararı düşünmek bile istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد التفكير بالضرر الذي قد تحدثانه معاً هذا أسوأ وقت ليحدث ذلك |