| Tabii ki anlayamazsın Şimdiye dek hiçbir şeyden üstün olmadın. | Open Subtitles | بالطبع لن تفعلي فأنت لم تتفوقي أبدا في أي شيء |
| Fakat Tabii ki, halatların korkuluk görevi yok. | TED | ولكن بالطبع, لن يستطيع الحبل عمل شيء حيالهم |
| Tabii ki, bir at satma olayı olmuştu ve oniki yaşında olduğu halde, altı yaşında olduğunu söylediği. | Open Subtitles | بالطبع لن ننسى تلك المرّة حين حاول هذا أن يبيع حصاناً لذاك و أخبرهُ أنّه يبلغ من العمر ستة أعوام |
| - Bu kitap on kopya bile satmaz. - Elbette satmaz. | Open Subtitles | هذا الكتاب لن يبيع عشر نسخ - بالطبع لن يبيع - |
| - Elbette kurtulamayacağım! Deli misin olum sen? | Open Subtitles | بالطبع لن أنجو بفعلتي هذه أأنت مجنون؟ |
| Bir ceset bulunduğuna dair hiç bir şey yoktu. Tabi ki yok. Onu asla bulamayacaklar. | Open Subtitles | لا اشارة على عثورهم على جثة, بالطبع لن يعثروا, ولن يجدوه ابدا |
| Tabii ki, Özgürlük Günü, geleneksel Özgürlük Günü Jakuzisi olmadan olmaz! | Open Subtitles | بالطبع, لن يمر عيد الحرية بدون حوض الحرية التقليدي |
| Tabii ki etmezsin. Öyleyse, neden otopsi sonuçlarına bakmıyoruz? | Open Subtitles | بالطبع لن تفعل، إذاً، لماذا لا نرى نتيجة التشريح؟ |
| Tabii ki işe yaramaz. Yanlış iç çamaşır giymişsin. | Open Subtitles | حسناً، بالطبع لن ينجح أنت تلبسين الملابس الداخلية الخاطئة |
| Tabii ki suçlamalardan kurtulamayacaksın ama belki en azından canını bağışlar. | Open Subtitles | بالطبع لن تسقط عنك كل التهم، لكن ربما يمكنني أن أنقذ حياتك على الأقل. |
| Tabii ki pek bir önemi yok, çünkü hepsi öldü şimdi. | Open Subtitles | بالطبع لن يهم ذلك .. لأنهم كلهم موتى الآن |
| Seni asla yüzüstü bırakmam. Tabii ki seni yüzüstü bırakmazdım. | Open Subtitles | لن أفتن عليك أبداً، بالطبع لن أفتن عليك أبداً. |
| Ve bu macera tamamlandığında hayatının daha iyi olacağına dair aldığı bazı belirsiz sözler vardır, fakat Tabii ki hiçbir zaman tamamlanmayacaktır. | Open Subtitles | ولقد كان يظن ان حياته ستتحسن بعد أن ينتهى من هذه المغامرة ولكن بالطبع لن يحدث هذا ابداً |
| Ama Tabii ki, tetiği çekene kadar bilemeyiz. | Open Subtitles | .. بالطبع لن نتأكد من ذلك حتى تسحب الزناد |
| Baban seni önemsiyor. Tabii ki askere yazilmani istemez. | Open Subtitles | ليس لوالدك أحد غيرك بالطبع لن يدعك تتطوع معهم |
| Tabii ki göndermez, çünkü gönderemez çünkü telefonu bizde ve gecenin bir yarısı bırakıp gitmiş! | Open Subtitles | بالطبع لن ترسلها لأنها لا تستطيع ذلك لأن هاتفها بحوزتنا ولأنها غادرت في منتصف الليل |
| Doktor House'ın yorumları Tabii ki de bu duruşmanın seyrini hiçbir şekilde etkilemeyecek. | Open Subtitles | تعليقات الد.هاوس بالطبع لن يكون لها اي وزن بالجلسة في هذه الجلسة |
| - Elbette bu daveti kabul etmeyeceksiniz. | Open Subtitles | حسناً ، بالطبع لن تقوما بقبول الدعوة |
| - Elbette seni terk etmiyorum. | Open Subtitles | أنتِ لن تتركني بالطبع لن أتركك |
| - Elbette yapmam. | Open Subtitles | بالطبع لن أفعل ذلك |
| Tabi ki alabilirsin. Niçin evli bile olmadığım çıplak kadınlara bakayım ki? | Open Subtitles | بالطبع لن أمانع ، لمَ قد أنظر إلى صورة امرأة عارية لست متزوجاً منها؟ |
| Tabi ki yalnız olunca pek iyi olmuyor, birilerinin arada bir uğraması hoş olurdu. | Open Subtitles | بالطبع , لن ابقى وحيداً من الجميل أن ارى بعض الأشخاص يقيمون معي لفترة |