"بالفناء" - Translation from Arabic to Turkish

    • bahçede
        
    • bahçe
        
    • avluda
        
    Arka bahçede toprak yiyen çocuk değil mi o? Open Subtitles أليس هو ذاك الولد الذي إعتاد على أكل الأوساخ بالفناء الخلفي؟
    O gün bahçede seni gördüğümde oğlumu düşündüm. Open Subtitles عندما رأيتك لأول مره ذاك اليوم بالفناء تذكرت إبني
    Geçen hafta bahçede saklanıyordu. Open Subtitles كانوا مختبئين بالفناء الخلفي الاسبوع الماضي
    Salon senin, bahçe benim. Open Subtitles أنت خذ القاعة الرئيسية وأنا سأتكفل بالفناء
    bahçe satışında bir şeyler satarken yalan söylediğimden beri başıma bir sürü kötü şey geliyor. Open Subtitles مالذي يحدث ؟ حسن , منذ أن كذبت لبيع أغراض بالفناء الكثير من الأشياء السيئه تحدث لي
    David, bir dakikalığına avluda oturabilir miyiz? Open Subtitles ديفيد هل بإمكاننا الجلوس بالفناء لدقيقة؟
    Hissediyorum, ve son bir kaç haftadır birileri arka bahçede saklanıyor. Open Subtitles أستطيع أن أشعر به, ومن ثم شخص ما في الأسابيع القليلة الماضية كان يختبئ بالفناء الخلفي
    bahçede sıcak, yumuşak bir ballı çöreği paylaşırlarken görmüştüm. Open Subtitles لقد رصدتهم بالفناء يتشاركون بكعكٍ مملح وناعم وحار .مع خردل بالعسل
    Ve sen bahçede boğazına kadar gömülmüşken, suç ortağın, sağır bir kızın kafasını biçti. Open Subtitles وبينما كنتِ مدفونه حتى عنقك بالفناء جز شريكك رأس فتاة صماء
    Evet, ya bu harika deri koltukta ya da normal bir film yıldızı gibi bir kahve alarak arka bahçede okurum. Open Subtitles عن ظهر قلب ... أجل، هنا تماماً على هذه الأريكة الجلدية الرائعة وسأتناول الفطور بالفناء
    Evet ama bahçede başka bir ceset gömülü. Open Subtitles أجل، ولكن هناك جثة أخرى مدفونة بالفناء
    bahçede ayaklanma, gardiyanlar alarmda. Open Subtitles اعمال شغب بالفناء آمر السجن متشدد
    Bir bahçede, apartmanın kapıcısıyla top oynadığımı hatırlıyorum Open Subtitles ‫أتذكر ركل الكرة ‫بالفناء مع بواب
    Bir gün ben ve ufaklık bahçede oynuyoruz çocuğun topu caddeye kaçtığı sırada... ben... ben birden bir halüsinasyonla konuşmaya başlıyorum. Open Subtitles ماذا لو أنني ألعب مع صغيري يوماً ما لعبة مسك الكرة بالفناء و... وفجأة أبدأ بالحديث
    - Toprak altı mahzeninin orada arka bahçede. Open Subtitles -إنّه على قبو مخزن بالفناء الخلفي، هيا بنا . -قبو مخزن؟
    Haydi, babam arka bahçede. Open Subtitles هيا بنا، أبي بالفناء الخلفي.
    Ben bahçe çalışması simülatörüne girmek istiyorum. Open Subtitles أريد الذهاب إلى محاكي العمل بالفناء
    Sadece bahçe işlerini yapacak birine ihtiyacın var sanıyordum. Open Subtitles أعتقدت بأنك ِ أردت ِ واحد للعمل بالفناء
    Arka bahçe, arka bahçe, tuvalet, okyanus, bilmiyorum, arka bahçe, Flanders'ın posta kutusu, Lenny'nin derin dondurucusu, lastik ateşi. Open Subtitles دُفن بالفناء الخلفي ، والآخر كذلك، رميناواحداًبالمرحاض.. وآخر بالمحيط، نسيت أين الآخر دُفن آخر بالفناء الخلفي، وآخر بصندوق بريد (فلاندرز)
    Bitirince avluda bir delik var. Open Subtitles وعندماتنتهونمن هذا، أعتقدأننىأُريدحفرةأخرى بالفناء.
    avluda olanları duyuyorduk. Open Subtitles كنا من خلالها نسمع مايدور بالفناء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more