"بالقبض" - Translation from Arabic to Turkish

• tutuklama
• tutuklamak
• yakalamak
• tutuklamaya
• tutuklayacak
• yakalanma
• yakalamamıza
• yakalama
• yakalayıp
• tutukladı
• tutuklamakla
• tutukluyoruz
• yakaladı
• yakalarız
• yakalamama

- Evet, öyle. Şu anda elimde, Emily French'i öldürme suçlamasıyla ilgili bir tutuklama emri var.
معى أمر بالقبض عليك بتهمة قتل اٍميلى فرينتش

Bayan Strange, Camilla Tressilian'ı geçen Pazartesi günü 10 Eylülde öldürmek suçlamasıyla, sizi tutuklama emri almış bulunuyorum.
سيدة سترينج, عندى تفويض بالقبض عليك بتهمة قتل كاميليا تريسيليان فى يوم الأثنين العاشر من سبتمبر.

Plan nasıl olsa onları tutuklamak olduğuna göre büronun ödeme falan yapması gerekmez.
ونقوم بمنافسة الجميع بما أن الفكرة متعلقة بالقبض عليهم جميعا على كل حال

Kızgınım çünkü gerçek bombacıyı yakalamak umurunda değilmiş gibi bir halin var.
لا، أنا غاضبة لأنّك تبدو غير مبالٍ تماماً بالقبض على المفجّر الحقيقي

Bu yüzden sıra birini tutuklamaya geldiğinde, göreviniz fırsatı ele geçirince şüphelinin suçunu kanıtlamaktır.
و عندما يتعلق الأمر بالقبض على شخص وظيفتك وضع الكرة في الميدان قبل أن تسلمها

Ajan Cooper, Alie, isimlerini bir ağaca kazıdı diye Ian'ı tutuklayacak küçük bir kasaba polisi değil.
العميله كوبر ليست كشرطي في بلده صغيره ستقوم بالقبض على أخو سبنسر في القانون بسبب ان ألي حفرت أسمه في شجره.

Çok yaklaşırsanız, yakalanma ihtimalini göze almış olursunuz.
عليكَ الحذر، إن أقتربتَ جداً ستخاطر بالقبض عليك

Sen sadece altı banka soyguncusunu cazibeli şekilde yakalamamıza yardım ettin.
ساعدتنا بالقبض على 6 من لصوص البنوك، تخبكَ على ذلك ، يا صاح.

Eğer tanıkların ifadelerinden ve kurşunlardan yola çıkarak sonunda bir tutuklama yaptım mı diyorsan?
حسناً، إذا كنت تسأل عما إذا كنت أصل لشهود عيان وإقناعهم في النهاية بالقبض على متهم بجريمة قتل؟

Kraliçe'nin tutuklama emrini ifa etmek ve kendisiyle nedimelerine Kule'ye kadar eşlik etmek için geldim.
لقد جئت لتنفيذ الأمر بالقبض على الملكة ولمرافقتها ووصيفاتها الى البرج

Ark, sokakları her dakika tutuklama yaptıkları için mahkemede 4 saat fazla mesai yapan polislerle doldurdu.
من يعد محاكمة لأربعة ساعات كل مرة يقوم فيها بالقبض على شخص

Daily Bugle İletişimleri'nin görüşüne göre polis teşkilatı Örümcek Adam için tutuklama emri vermeli.
انه راي الصحيفة انه على الشرطة ان تصدر مذكرة بالقبض على سبايدر مان

Elimde tutuklama emri var. Cinayet için komplo kurma.
عندي مذكرة بالقبض عليك بتهمة المؤامرة في جريمة قتل

Bir kere olsun, herkesin önünde bu ahlaksızı cinayetten tutuklamak isterdim.
فقط بكا سهولة, أتمنى أن أقوم بالقبض عليه متلبس بالجريمة وفى حضور الجميع

Yapacağım şey, onu tutuklamak olacak.
ما سأقوم بفعله هو أنني سأقوم بالقبض عليه

Ryan, Keystone Katili'ni yakalamak mı istiyor yoksa haklı olduğunu kanıtlamaya mı çalışıyor.
حسنا, هل ريان مهتم بالقبض على قاتل كيستون ام ان يثبت انه محق فقط؟

Ülkedeki polis bizi tutuklamaya, dövmeye, öldürmeye devam edecek.
الشرطة بهذه الدولة ستستمرّ بالقبض علينا، وضربنا وقتلنا أيضاً.

Onu tutuklayacak mısınız?
هذا يعتمد هل ستقوم بالقبض عليه ؟

- Dikkatli olmanız gerek. Çok yaklaşırsanız, yakalanma ihtimalini göze almış olursunuz.
عليكَ الحذر، إن أقتربتَ جداً ستخاطر بالقبض عليك

Teşkilatın saçını başını yolduran birini yakalamamıza yardım ettin.
لقد ساعدتنا بالقبض على أحد كانت شرطة الأداب تواقة له.

Kadın... "o" aslında Amerikan vatandaşı ve onu yakalama konusunda bize yardım ettiler. Onu kendimize almak istemememizin nedeni bu.
لقد وُلدت في أمريكا، وأمريكا ساعدونا بالقبض عليها، لهذا السبب نودّ أن نستعيدها بمُفردنا.

Neden şerefsizi yakalayıp olayı bildiğimizi söylemiyoruz?
لماذا لا نقوم بالقبض على هذا المحتال و نخبره بأننا نعلم عن عملية الزرع

Baya ciddiye almıştı. Etraftakileri çeşitli suçlardan tutukladı.
أنه يأخذ الموضوع بجديه يقوم بالقبض على الأقارب بسبب الجرائم

Birlikleri tüm şehre yayılmış durumda ve askerleri, yağmacıları tutuklamakla meşgul.
ريثما أقسام جيشه مبعثرة عبر المدينة وجنوده منشغلون بالقبض على اللصوص.

Seni sadece tutukluyoruz, tamam mı?
مثلما قلنا لك, نحن فقط مأمورين بالقبض عليك

Supergirl bana saldıran kişiyi yakaladı ve kim bilir kaç kişiyi kurtardı.
الفتاة الخارقة، قامت بالقبض على مهاجمي وأنقذتني من يعلم كم عدد الارواح

Burada yaşıyorsa, onu yakalarız.
وإذا كان يعيش هنا، سنقوم بالقبض عليه.

Hırsızı yakalamama yardım et. Sana minnettar olurum.
ساعدني بالقبض على اللص وسأشكرك وأكرمك بشيء ما