"بالقشعريرة" - Translation from Arabic to Turkish

    • diken
        
    • tüylerimi
        
    • ürperti
        
    • ürperdi
        
    • tüylerim
        
    • ürpertti
        
    • ürpertiyor
        
    Ne zaman bu endüstriyel görünüm dev parçaların şehirde, bir binada ziyaretçiler ve komşular tarafından deneyimlendiğini görsem hâlâ tüylerim diken diken olur. TED ومع ذلك مازلت أشعر بالقشعريرة عندما أرى هذه القطع العملاقة من الأراضي الصناعية في قلب المدينة، في مبنى، يطيل الناس والجيران النظر فيه.
    Adam tüylerimi diken diken ediyor... Open Subtitles حسناً ، مهما يكن الأمر هذا الرجل يصيبني بالقشعريرة
    tüylerimi diken diken ediyorsun biliyor musun? Open Subtitles جعلتيني أشعر بالقشعريرة ، لقولك هذا أتعرفين ذلك ؟
    Adını söylemek bile insana ürperti verir. Open Subtitles فقط النطق بإسمه يصيبك بالقشعريرة
    Gördüğüm bazı manzaralar o kadar ürkütücüydü ki, tüylerim ürperdi. Open Subtitles بعض المشاهد التي رأيتها كانت مخيفة جداً وأصابتني بالقشعريرة
    Burası tüylerimi diken diken ediyor. Tıpkı Wonder Woman Sayı 297 ve 299'daki gibi. Open Subtitles هذا المكان يصيبني بالقشعريرة إنه مثل المرأة الرائعة , مسالة 297
    Bu yer tüylerimi diken diken ediyor, ortak. Open Subtitles عليّ أنا أخبرك يا شريك هذا المكان يصيبني بالقشعريرة
    Bu binaya ne zaman adım atsam tüylerim hep diken diken olur. Open Subtitles أصاب بالقشعريرة في كلّ مرّة تطأ قدميّ داخل هذا المبنى
    Neredeyse tüylerim diken diken oldu. Open Subtitles شكرا لك يا ريتشارد. كدت ان تصبيني بالقشعريرة.
    Bunu okadar tuhaf buldumki tüylerim bile diken diken oldu. Open Subtitles أجد أنه من جبني حتى أنني اشعر بالقشعريرة
    Bunu düşünmek bile tüylerimi diken diken yapıyor. Open Subtitles أصبت بالقشعريرة بمجرد التفكير في الأمر فقط. لا تفعل.
    Dostum şu his.. Ah, Halen tüylerim diken diken oluyor. Open Subtitles ذالك الشعور، أعني ما زلت أشعر بالقشعريرة
    Sürekli yoğun bir şekilde terliyordum ama eğer kendimi sıcak Ağustos güneşinin içine sokabilseydim aşağı baktığımda tüylerim diken diken olurdu. TED كنت أتصبب عرقاً بغزارة بشكل مستمر تقريباً، وحتى لو تمكنت من إخراج نفسي للخارج لشمس آب الحارة، فقد أنظر للأسفل لأجد نفسي وقد أصبت بالقشعريرة.
    Şimşek bana ürperti verir. Open Subtitles الرعد دوماً يشعرنى بالقشعريرة
    tüylerim ürperdi. Open Subtitles لقد أصبت بالقشعريرة هل تعرف أغنية "فرانكي وجوني "؟
    tüylerimi ürpertti. Gerçi onu görmeyeli uzun zaman oldu. Open Subtitles أصابتني بالقشعريرة على الرغم من أنني لم أراه منذ سنين.
    Eskiden tüylerimi ürpertirdi, ve şimdi de tüylerimi ürpertiyor. Open Subtitles أصابني بالقشعريرة في الماضي وهو تصبني بالقشعريرة الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more