Traşlı bir göğüs, küçücük tişörtler ve deli bir adamın gözleri. | Open Subtitles | أدوات حلاقة ، خزانة مليئة بالقمصان و عيون رجل مجنون . |
Senin şimdiye kadar görmediğim gülümsemene sebep olan dar tişörtler içindeki tutkulu bir eski foto muhabiri bulmaya ne dersin? | Open Subtitles | أو ماذا عن أن تذهبي لتعثري عن مصوّر سابق معيَّن لديه ولع بالقمصان الضيقة والذي يقدرُ على جعلكِ تبتسمينَ أكثر من أي شخصٍ رأيته؟ |
Al, mesele sadece tişörtler değil. Gerçi öyle olmalıydı, çünkü bunlar çok şeker. | Open Subtitles | (آل)، لا يتعلّق الأمر بالقمصان فقط، مع أنّه يجب أن يكون كذلك، لأنّها بغاية الجمال. |
Sana gömlek bedenini sormamın Noel hediyenin gömlekle ilgili bir şey olmasıyla alakası yok. | Open Subtitles | حقيقة أنني طلبت مقاس قميصك لا يجب أن يفسر أبداً أنني سوف أحضر لك شيء يتعلق بالقمصان في الكريسماس. |
Sana gömlek bedenini sormamın Noel hediyenin gömlekle ilgili bir şey olmasıyla alakası yok. | Open Subtitles | حقيقة أنني طلبت مقاس قميصك لا يجب أن يفسر أبداً أنني سوف أحضر لك شيء يتعلق بالقمصان في الكريسماس. |