"باللحم" - Translation from Arabic to Turkish

    • et
        
    • etle
        
    • etli
        
    • eti
        
    • etten
        
    • ete
        
    • jambon
        
    • pastırmalı
        
    • etlerle
        
    • jambonlu
        
    Evde çürümüş et kokusu gibi korkunç bir koku var. Open Subtitles فكانت هُناك رائحة كريهة أشبه باللحم الميت حول أرجاء المنزل.
    Eğer çevredeki restoranlara ve kebapçılara et sağladığını falan öğrenirsem... Open Subtitles لو أكتشف بأنك تموّل للمطاعم المحليّة ومطاعم الكباب باللحم المزيّف..
    Otomatların et ve haşlanmış yumurtayla dolu olduğunu fark etmedin mi? Open Subtitles ألم تلاحظ بأن ألات البيع مليئة باللحم و البيض المسلوق ؟
    Bir daire yapardık, sınırları etle, kanla ve suyla çizilmiş. Open Subtitles كنا نصنع دائرة متحددة باللحم و الدم و الماء
    Güzel bir balıktı, lezzetli, tekstüre, etli, menüdeki çok satarlardandı. TED لقد كانت سمكة جميلة لذيذة , مزخرفة , غنية باللحم أفضل ما يمكن بيعه من على قائمة الطعام
    Eğer eti dondurucuda tutmasaydın bundan yakalanmadan kurtulabilirdin. Open Subtitles كان من الممكن أن تفلت بفعلتك لو أنك لم تحتفظ باللحم في ثلاجتك
    Her damla kan kemiklerime daha fazla et ekliyor. Open Subtitles كل كميه من الدم تحضرينها تكسو عظامي باللحم قليلاً
    "Kafası et dolu yumurta misali sorularla dolu. " Open Subtitles رأسي مليءٌ بالشجار كالبيضة المليئة باللحم
    Hayır, sen, et ve sütü karıştırmazsın anladın mı? Open Subtitles والآن لا يمكنك خلط الحليب باللحم هل تفهم هذا ؟
    Fazla pişirmişsin ve açıkçası et pek taze değil. Open Subtitles هذا ليس عادلاً , أحرقت الطعام وبصراحة إنه ليس باللحم الطازج
    Erkek arkadaşı et getirmiştir. Yanında biraz da meze. Al sana botülizm. Open Subtitles يأتي الحبيب باللحم الساخن و أيضاً بطبق جانبي، تسمم غذائي
    Havadaki durum böyle, karadaki duruma baktığımızdaysa ordunun, birliklerin et ihtiyacını karşılamak üzere açtığı ihaleyi kimin kazandığını savaş dairesinin açıklayacağını görüyoruz. Open Subtitles هذه الحرب في الجو، بينما على الأرض، مكتب الحرب سيعلن عن الذي ربح عقد الجيش لتزويده باللحم البقر الأسترالي
    Önceden kalan et, olduğunu biliyorum. Open Subtitles انا اعلم انه لديك بقايا من الرغيف باللحم
    Bal kaplı et ve ünlü Amerikan peyniri. Open Subtitles عسل باللحم و الجبنة الأمريكية القديمة الجيدة
    Tüm bu iş görüşmelerinden tüm üzüntülerden sonra etle tıka basa dolmuş bir ağzı hak ediyorsun. Open Subtitles بعد كل تلك المقابلات بعد كل خيبات الأمل تستحق أن تنال فم منتصر ملئء باللحم
    etle sarılıyım. Ama zaten hepimizin isteği şey bu. Open Subtitles أنا أشعر باللحم ولكن هذا ما نرغب به كلنا هنا
    etli Omlet. Etsiz, yumurtanın sarısı yok. Open Subtitles محبي اللحم والاومليت احتفظ باللحم و احتفظ بالصفار
    eti basın, ve amonyak seviyesinin fırlamasını bekleyin. Open Subtitles إنه كما سمعته بالضبط إملأيه باللحم و انتظري إرتفاع نسبة الأمونيا
    Şimdi ise etten kemikten bir ölüm meleği gibisin. Open Subtitles أنت تقف الآن كالموت متجسداً باللحم والعظام
    Kafatasına ne olduğunu görebilmek için ete büründürmeliyiz. Tamamen tanımlanamaz. Open Subtitles من أجل إعادة تشكيل ما حدث للجمجمة فنحتاج أنْ نغلفها باللحم
    Gözleme arası jambon, jambonlu köfte. Open Subtitles ،كعك محشو باللحم المقدد رغيف باللحم المقدد
    - Evet, hadi pastırmalı sandviç yiyelim. Open Subtitles , سأعمل سأعمل ساندويش باللحم المقدد وسأجلب لكم سندويش باللحم المقدد
    Sadece etlerle oynamak hoşuna gidiyor. Open Subtitles بأنكِ تستمتعين باللعب باللحم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more