| Şimdi de ben sıkıldım. Ayrıca düşünebildiğim tek şey kan. Sadece kan istiyorum. | Open Subtitles | الآن شعرت بالملل و كل تفكيرى بشأن الدمــاء أريد المزيد من الدماء فحسب. |
| Git buradan! sıkıldım bunlardan! | Open Subtitles | أغرب عن وجهي الأمـر بأكمله يُصيبني بالملل |
| Sanırım dışarıdakilerden biri sinirlendi veya sıkıldı. | Open Subtitles | أعتقد أن أحدهم في الخارج إضطرب أو شعر بالملل |
| Bütün övgüyü sen al. Her şeyi ben çözünce sıkıcı oluyor. | Open Subtitles | خذ كامل التقدير عن ذلك أشعر بالملل لو قمت بحلها بالكامل |
| Kadın çete üyeleri tarafından neredeyse öldürülmek sıkıyor mu seni? | Open Subtitles | شعرت بالملل عندما كدتي ان تقتلي من قبل عصابة نساء؟ |
| Çünkü derslerde birçok öğrenci sıkılıyor. | TED | وذلك لإن العديد من الطلاب يشعرون بالملل في الفصل. |
| Bıktım artık şu politikacılarından. O kadar sıkıldım ki içkiyi ben içeceğim. | Open Subtitles | انا لا اعرف عن سياساتك ولكنى اشعر بالملل, واحتاج شرابا |
| Tüm gün yalnız olmaktan sıkıldım artık. Burada yapacak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أشعر بالملل ، أجلس وحدي طول اليوم ، لا أفعل شيئًا |
| sıkıldım, başı boş bu çirkin şehirde dolaşıp,itmekten George'un çirkin res... | Open Subtitles | انا احس بالملل واهيم على وجهى فى مدينه جورج البشعه |
| Hadi, Santos, hadi çıkalım buradan, sıkıldım. | Open Subtitles | هيا ، سانتوس ، دعنا نخرج من هنا ، أشعر بالملل. |
| Ben bile sıkıldım. Ben ki fenci bir ineğim. | Open Subtitles | حتي أنا كنت أشعر بالملل وأنا بارعة في العلوم |
| Biz de gidelim o yüzden. Canım iyice sıkıldı! | Open Subtitles | لذا دعنا نغادر المكان أيضاً فقد بدأت أشعر بالملل |
| Charlie,onu çok sıktık. Benim de canım sıkıldı. | Open Subtitles | تشارلي, إننا نشعرها بالملل أنا أشعر بالملل |
| Karmaşık olmamak iyi birşey herhalde, ama kulağa biraz sıkıcı geliyor. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا شيء جيد ولكنه يوحي قليلاً بالملل |
| Bütün dünyanın iddia ettiğinin aksine, şu Mess'i ve birkaç eseri dışında Mozart beni sıkıyor. | Open Subtitles | على عكس ما يعلنه الناس لجذب الإنتباه إليهم ماعدا قداس الموتى وبضع نوتات موزارت يصيبني بالملل |
| En azından benim durumumda öyle, çünkü devamlı aynı şeyi yaparsam, nedense bıkkınlık geliyor. Çok çabuk canım sıkılıyor. | TED | وعلى الأقل في حالتي، لأنني أقوم بشيء واحد طوال الوقت، لا أعرف، أشعر بالملل الشديد. |
| Tutkulu ve heyecanlı başlıyor, sonra ben sıkılıyorum, başkasıyla yatıyorum ve ayrılıyorum. | Open Subtitles | تبدأ التجربة بكونها شيقة ومفعمة بالشغف ثم أشعر بالملل وأعاشر غيره وأرحل |
| Bahsedilen evren sende de vardı, ve sen bundan Sıkıldın. | Open Subtitles | تملكون كونا تم قد تم تفسيره لكم، وتشعرون بالملل منه. |
| sıkılmaya başladım. Finale atlayalım. | Open Subtitles | بدأت أشعر بالملل لماذا لا نقفز مباشرة إلى النهاية |
| Özür dilerim. Bütün bu meseleler canımı sıktı. Yakında herşey iyi son bulacak. | Open Subtitles | آسف ، أشعر بالملل من الأمر كله وكلما انتهينا مبكراً كان ذلك أفضل |
| Ölümün çok da önemli olmadığını göstermek için. Çünkü canım sıkılmıştı. | Open Subtitles | لكي أري أن الموت ليس مهماً جداً لأنني كنت أشعر بالملل |
| Belki şimdilik olmayabilir, ancak en güzel kadın bile bundan sıkılır. Nedenmiş! | Open Subtitles | ليس الآن، لكن حتّى أجمل النساء يمكن أن يشعرن بالملل. |
| Ya sıkılacak ve ondan ayrılacak, ya da daha kötüsü. | Open Subtitles | سوف يصاب بالملل و ينفصلان أو ربما شيئ أسوء من دالك |
| Boş boş oturmaktan sıkılmadın mı daha? | Open Subtitles | إنه يشعر بالملل من الجلوس ثابتاً |
| Bir iki ay önce. Canın sıkkın gözüküyorsun. | Open Subtitles | ومن شهر أو شهرين بدأ وكأنك أصبتي بالملل. |
| Tanrım, daha geleli 5 dakika oldu ve daha şimdiden sıkıntıdan patlıyorum. | Open Subtitles | يا إلهي لقد عبرت خمس دقائق فقط وقد بدأت أشعر بالملل مسبقا |