| Sırada beklediğine göre senin için iyi bir yazar olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّه كان كاتباً جيداً بالنسبة إليكَ لتقف في الصف |
| Aradaki 50 yılı çıkarırsak senin için değişen bir şey yok. | Open Subtitles | فيما أنّكَ فوتَّ آخر 50 عاماً، لم يتغيّر شيئاً بالنسبة إليكَ. |
| Bayramların senin için ne kadar önemli olduğunu biliyor. | Open Subtitles | فهو يعرف مدى أهميّة الأعياد بالنسبة إليكَ |
| Şunu da lütfen ekleyeyim. Vay, görünüşler senin için önemli. | Open Subtitles | وربّما أضيف، أن المظاهر تبدو مهمّة بالنسبة إليكَ. |
| Çünkü sen en büyük zayıflığımsın. Korkarım ben de senin için öyle olacağım. | Open Subtitles | لأنّكَ نقطة ضعفي الأعظم، وأخشى أنّ أكون كذلك بالنسبة إليكَ. |
| Bu andan önceki dünya senin için var olmayacak. | Open Subtitles | العالم قبل هذهِ اللحظة لن يكون له وجود بالنسبة إليكَ. |
| Demek ki senin için uzun ve acı dolu bir gece olacak. | Open Subtitles | ستكون إذن ليلة طويلة ومؤلمة بالنسبة إليكَ |
| Kötü haber dostum. senin için yolun sonuna geldik. | Open Subtitles | ثمّة خبرٌ سيّء يا صديقي، لقد انتهت الرحلة بالنسبة إليكَ. |
| Burası senin için cehennem gibi olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أن المكوث هنا كالجحيم بالنسبة إليكَ. |
| senin için acı bir kayıp olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّه كان مصابًا مفجعًا بالنسبة إليكَ |
| senin için farklı bir şey olur muydu diye merak ediyorum. | Open Subtitles | أتساءل إن كان سيكون الوضع مختلفًا بالنسبة إليكَ |
| Bu senin için her zaman çok önemliydi. | Open Subtitles | لطالما كان ذلك مهمًّا جدًّا بالنسبة إليكَ |
| Şahsen senin için masalımsı bir son göremiyorum. | Open Subtitles | عن نفسي، لستُ أتوسّم نهاية ملائمة بالنسبة إليكَ |
| senin için bir ödül gibiyim. | Open Subtitles | إنّني مجرّد جائزة بالنسبة إليكَ |
| Yanında olmam senin için tehlikeli. | Open Subtitles | لستُ آمنة بالنسبة إليكَ لتبقى قربي |
| Bu çizgiyi aşan bir hareketti. senin için bile. | Open Subtitles | هذا كان تعدي للحدود حتى بالنسبة إليكَ. |
| senin için, ekstra ücret almayacağım. | Open Subtitles | بالنسبة إليكَ ، لا تهمة إضافية. |
| Belli ki bilmiyorsun, Dexter çünkü bu senin için normal bir şey. | Open Subtitles | جليّ أنّكَ لا تعيه يا (دكستر) لأنّ هذا أمر طبيعيّ بالنسبة إليكَ |
| senin için bitti, Calvo. | Open Subtitles | أتعلم،الأمر إنتهى بالنسبة إليكَ (كالفو)، |
| Gitmeliyim. Etrafında dolaşmam senin için güvenli değil. | Open Subtitles | "لستُ آمنة بالنسبة إليكَ لتبقى قربي" |