Onun için dünyadaki en önemli şey, tekerlerin rayların üzerinde yuvarlanmaya devam etmesiydi. | Open Subtitles | أهم شيء بالنسبة له كان استمرارية دوران العجلات |
Onun için, bu çıkması gereken bir seyahat gibiydi, gitme--gitmek istediği. | Open Subtitles | بالنسبة له كان الأمر مثل رحلة يجب عليه أن يقوم بها رحلة أراد أن يقوم بها |
Onun için önemli olan tek şey sevdiklerinin mutluluğuydu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي كان مهما بالنسبة له كان سعادة الناس الذين يحبهم |
Onun için bu görev gibi bir şeydi ve... Ben sadece onun kadar iyi bir adam olmak istiyorum. | Open Subtitles | بالنسبة له كان الأمر بمثابة واجب وأريد فحسب أن أكون صالحًا كما كان |
Onun için dünyanın en değerli yeriydi. | Open Subtitles | بالنسبة له كان هذا أغلى مكان في العالم |
Bu, Onun için önemliydi. | Open Subtitles | بالنسبة له كان أمرا جللا |
Onun için, bu bir gaye idi. | Open Subtitles | بالنسبة له كان هذا حلمه |
Çocuk Onun için bir hiçti. | Open Subtitles | الطفل بالنسبة له كان لا شيء. |