"بالنسبة لي أنا" - Translation from Arabic to Turkish

• Benim için

Bu Benim için doğal. Ben ve arkadaşlarım, onlara kolayca bağlanabilirim.
هذا طبيعي بالنسبة لي. أنا وأصدقائي, أستطيع أن أتواصل معهم بسهولة.

Benim için çok hızlı çalıyorsunuz hanımefendi. Büyük Frederik değilim.
أنت تعزفين بشكل سريع بالنسبة لي أنا لست فريدريك العظيم

Bu şefkat ve düşman ile ortak bir zemin bulmak fikri Benim için bir çeşit politik-ruhani egzersiz ve ben Dalai Lama değilim.
هذا هو كل شيء عن إيجاد الشفقة والأرض المشتركة مع أعدائك هو شيء مثل تدريب السياسة الروحية بالنسبة لي أنا لست الدالاي لاما

Benim için bitti. Ölmüş durumdayım. Üstüne alınma Bernie.
انتهت بالنسبة لي , أنا ميت الأن , بدون اهانات بيرني

Benim için biraz garip sadece. Bağlantı kuramıyorum.
إنه فقط شيء غريب بالنسبة لي, أنا فقط لا أستطيع التعلق به

Bu Benim için alışıldık .Ben hergün buraya gelirim
حسنا ، ليس ذلك غريبا بالنسبة لي أنا آتي كل يوم

"Ve bu yüzden bu Benim için çok zor. Arkadaşlığımıza değer veriyorum."
و هذا هو سبب صعوبة الأمر بالنسبة لي أنا أقدر صداقتنا

Benim için çok garip bir gündü. Senin ne kadar zor zamanlar geçirdiğini düşünmeden edemiyorum.
حسناً ، هذا اليوم غريب بالنسبة لي أنا لم أتوقف عن التفكير بأن ذلك أغرب عشرة أضعاف بالنسبة لكِ

Benim için bu gerçekten çok ilginç. Tarihi çok severim. Yani yaşanmış şeyleri.
هذا حقاً مهم بالنسبة لي أنا أحب التاريخ ، أنت تعلم ، أحب الماضي

On tanesini birden alıyorlar. Benim için sekiz haneli bir anlaşma. Seni yanlış yargılamışım.
سيشترون بأعلى سعر وهي صفقة مربحة بالنسبة لي أنا أساءت تقديرك

- Sanki kimse Benim için yeterince iyi değilmiş gibi.
وهذا لا يعني أنهنّ ليس جيدات بما فيه الكفاية بالنسبة لي. أنا فقط أهتم لأمرك.

Benim için çok açıktı. Onu eledim.
كان ذلك واضحاً جداً بالنسبة لي أنا قمت بتقييمها

Ve Benim için... hayatımdaki tek şey hayalgücüm.
...و بالنسبة لي أنا لا أملك في حياتي غير خيالي

Kardeşim Benim için çok önemlidir, onu alay ve dedikodu konusu yapmanıza asla izin vermem.
أخي وأبوس]؛ المهم جدا بالنسبة لي. أنا لن يكون له تعرض للتدقيق والسخرية.

Benim için de kâbus.
إنه كابوس بالنسبة لي أنا الآخر.

Benim için de kolay değil.
الأمر ليس وكأنّه سهلٌ بالنسبة لي أنا فقط...

Yani, muhtemelen Avery ve Benim için çok daha iyi olacaktır yapmam gereken bir şey olursa bana haber verirsin...
أجل [ أقصد، ربما هذا جيد بالنسبة لي أنا و [ آفري و، عليك فقط أن تخبرني

Benim için de değişen şeyler var.
الأمور تتغير بالنسبة لي أنا أيضاً

Benim için de çok zor.
إنه لأمر شاق بالنسبة لي أنا أيضاً

Çalıştığım sırada bir zaman sonra Benim için en iyi olana dönüştü.
فيمكانٍما علىطول الطريق،أنا... أصبح ما هو أفضل بالنسبة لي أنا